Safi çorak bir toprak oluyor içimGülüşündeki huzura sarıldı içim Sessizliğin derinliğiydi göz çukurlarındaki yaralı kuşlar Papatyalara acıyı anlatan Sevi kaç yaşında Ölüm kaç yaşında veda etmişti yorgun ruhun inancından Sen bari susma militan kalbin yanaklarında Ağaç kökünde can bulan karçiçeği Her kadın şefkat doğuran anne açlığı bitmeyen çocuk Tanrı her kadının kalbine kendini üflemiş Anneliği zerk ederken gövdesine Merhamet ağacını dikmiş benliğin zirvesine İmkansızı içmek Belirsizliğin pusulasını sunmak kalbe Diyeti ödenmiş bir günahı kim sürmüş yüzümüze Tanrının sus mabetlerinde ritimdi oysa aşk Titreyen güneşe dokundu dudağımdaki dua Hâlâ üşüyordu avuçlarımda alev alan su gökyüzüne ekilmiş kutsal mabet su kristalleri aşk huzur ve cennet bir cemalin yüzünden öptü kıyamet Yeşil başakta manaydı nimet Eledim tana tane kalbimdeki ezberi Dualarım yakıldı teyemmüm ettim külü İcat edilen töre öğretilendi sükut cennette tövbe yanar kalbe merhem sürülmez upuzun bir sessizlik ölüm Ki tüm sessizliklerin yaşamak davası bir fısıltı nefes Hep içime terkedilmiş bir hüznün elleri susturur sesimdeki içsel bir çemberi Sivri kenarlı belirsizlikler Koca koca umut balonlarını patlatır durur Çaresizlik kanamalı denklemleri bozar bilinç dinamiği Ne yana dönse kendine çarpar kalp Halbuki kâğıttan bir gemiyim gökyüzüne çizilen rüzgârda yiten aklımla kalbim arasında tüyden köprüden kendimi seyrediyorum Ne zamanki karanlık pekişmiş içimdeki sese Elzem Mühletsiz safi çorak bir toprak oluyor içim Taştan fışkıran bir uğultu şimdi yüzüme gözüme bulaşan sustuğum ne varsa |
Koca koca umut balonlarını patlatır durur"...
Yine muhteşem dizeler okudum kaleminizden. Yüreğinize sağlık.. Harika tanımlamalar, farklı anlatımlar.. kaleminiz daim olsun