BİR ANNENİN MEKTUBUŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 2018 yılının Eylül ayı idi. Küçük kızım Sinop Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğini kazanmıştı.
Lise bitmiş ve artık on on beş gün sonra üniversiteye başlayacaktı. 18 yaşını yeni doldurmuştu daha ve ilk kez ailesinden ayrılacaktı. Bir anne için evladı her yaşta çocuktur daha. 18 yaşı da bu zamana göre gerçekten küçüktü. Karmaşık duygular ve tedirginlikler içindeydim. Tabi ki bir o kadar da gururlu. Zaman öyle kötü bir zamandı ki korkmamak, endişelenmemek ne mümkündü. Kızıma güveniyordum. Onu ben yetiştirmiştim elbette. Ama daha öyle küçüktü ki, şaşardı beşerdi belki de.( Allah muhafaza) Çocuğuma tembihlerde bulunmaya kalksam: Aman anneee sen bana güvenmiyor musun? Korkma deyip geçiştiriyordu. Daha çok zıtlaşmamak için pek üzerine gidip boğmak istemedim. Ve bu şiirimi yazıp valizinin arasına kıyafetlerinin arasına iliştirdim gizlice. Hani ‘ Söz uçar yazı kalır’ derler ya gurbet elde bu mektup ve şiir eline geçerse daha etkili olur diye düşündüm. Gittikten sonra aradan üçdört gün geçmişti ki telefonum çaldı. Telefonun ucundaki ses kınalı kuzumun sesiydi. Burnunu çeke çeke ağlıyor ve konuşmakta güçlük çekiyordu. Anneciğim mektubunu ve şiirini buldum ve yurttaki dolabımın iç kapağına astım, her açtığımda okuyayım diye anneciğim dedi. Evet şimdi daha etkili olacaktı yazdıklarım. Mesajım yerine ulaşmıştı işte. Çok şükür başarılı bir şekilde mezun olup Sınıf Öğretmeni kimliğini kazandı. Ve çok güzel bir öğretmen oldu kızım. Bu şiirim kızımın valizine iliştirdiğim mektubumdaki kızıma ithafen yazmış olduğum şiirimdir.
BİR ANNENİN MEKTUBU
Öğretmen olmak için gidiyorsun uzağa Karanlığı ışıtan bir meşale ol kızım. Gittiğin yollar çetin düşme sakın tuzağa Madde yokuşlarında hep mânâyı bul kızım! Bastığın adımların atmasın çöle seni Bülbül olsun yoldaşın götürsün güle seni Savurmasın hiç kader sert esen yele seni Karganın gittiği yol gülşen değil mil kızım Güzel ahlak hırkanı sırtından hiç çıkarma Hakk’dan gayrı kimseye yalvarıp da yakarma Kelamın tatlı olsun agu sözü haykırma Ucu keskin hançerdir acı sözlü dil kızım Açma gönül heybeni kaypak çakıl taşına Ummadığın bir anda dert açmasın başına Merhamet taşımayan girmesin bakmaz gözün yaşına Elin evladı inan ele ucuz bil kızım Bir damla yaş inmesin kirpiğinin ucuna Yanlış yola saparsan gider Rabbin gücüne Sadakat bayrağını dik ki gönül burcuna Dilinden zehir değil; dökülsün hep bal kızım Yaptığına bakılır, lafına hiç bakılmaz Özü bulanık dilden berrak sözler dökülmez İçi çürük tahtaya sağlam çivi çakılmaz İstikâmetin olsun daim doğru yol kızım Neydim , ne oldum değil; nolacağım diyesin Haramdan uzak durup, helal ekmek yiyesin Haksızlığa dur deyip, hak libası giyesin İpek, atlasta değil, huzur bazen çul kızım. Kaşa göze meyletme, otu çek köküne bak Edepsizle yol alma , edip ol gönüle ak Çocuklar bir çiçektir, taç edip başına tak Yalnız öğreten olma,kalplerine dol kızım İlmin için hicrana göğsümü geriyorum Vuslat tohumu ekip hasreti deriyorum Tecrübe pınarımdan damlalar veriyorum Öğüdüm agu değil; şeker şerbet bal kızım. Nurgül KAYNAR YÜCE / 4 Eylül 2018 AL YANAKLI KİRAZLAR ŞİİR KİTABIMDAN Seni çok seviyorum güzel kızım❤ |