Vazgeç
Hangi taş büyük ki gidip vurayım başımı
Viran ettin hanemi yıktın ocak aşımı Ben miydim sebep ki çattın sen bana kaşını Bir gün olsun sildin mi görünmeyen yaşımı… El âleme sahte gülücükler saça saça Odamda yalnız başıma kalıp yana yana Sırtımdan geçtim de yüzüme vuran vurana Dost, can, eş görünen; şerefsiz çıkan çıkana Bende severdim etseydin bana aşk kelamı Gözden sakınırdım sorsaydın arzu halımı Dağları delen Ferhat, çöldeki Mecnun ne ki! Destan ötesi olurdum almasan ahımı Vazgeç ey deli gönül sevda denen tuzaktan Sana mı kaldı imkânsızı sevmek uzaktan Kâinat bile ahenkle dans eder bıkmadan Düzeni bozanın kalır mı farkı şeytandan Kalbin görevidir kan pompalamak vücuda Duyguları silsek de kalır bence hayatta Gerek var mı yanmaya, ummanlara dalmaya Sen yine de sahip çık elindeki yuvaya… |