İnkarı kabul etmez gözlerimöküzlerin altında buza aramakla tüketiyoruz zamanımızı durağımız ver gülüm isteme mantığı Ömürsüz imzaların azabında nefes almaktayız Zaman çıkara, düşünce paraya sattı kendini, bunadır gözyaşım Irmakların kumunda yandı ayaklarım Gözyaşım kayboldu göllerin çatlaklarında Evet unuttuk tatlı dili sofralarımızın ekmeksizliğini düşünmekten Gözlerimize düşen sisin nemiyle bakıyoruz olayların acımasızlığına Azametinin utancında boynu bükük dağların Sıvasız duvarlar saray gelecek ya bize, onu da bulamadık yıllarca Sırların dili kesik olmasa isyanını görecektin yazgıların Efendilik bildik bir terim mi ben hiç tanımadım Kalabalık trafiğin ürkütücülüğüne göğüs gererek mendil satan çocuktan mendil almak mı yoksa yoksa köprü altlarında kendin pazarlayan o güzelim fahişelerin yerinde erkek fahişelere para saymak mı yoksa aç kalmasın diye küçük çocukları çalıştırmak mı ben hep bir işçiydim öyle de kaldım eğer efendilik namuslu olmaksa ben de bir efendiyim vadilerde yankılanan sesimde umutsuzluk kimliğim, kimdenliğim önemli değil yürüdüğün yolun taşlarında bir izim ben ezmekten korktuğum kadar ezilmekten korkmadım asla anadan kaldım yetimdim öksüzlüğüm sallandı hep askıda gözyaşlarım elibıçaklı, elikezaplı çocukların sahipsizliğine bir de dağlarda pusuya düşürülüp can veren çocuklarımıza nutuk okuyanların utanmazlığına ne karışmadı ki birbirine ayakkabı boyası umutsuz çocukların yanaklarında renk meyvelerin çürümüşü makbul bu günlerde et ne zaman yenir bir bilen var mı? ! Irmakların kumuna gömülü yetimlerin gözyaşı Mağazalardan daha kalabalık çöplüklerin müşterisi Dökülen gül yaprakları tavuk pisliğine gömülü Ürküttü köylüyü yaşayamadığına çığlık atan ölü İnkarı kabul etmez yaşananları gören gözlerim Suskunluğu kendime yakıştıramadım Yazdım çağımın onursuzluğuna Ben şiirimi kaydettim sabah kuşlarının şarkılarına havlayan köpeklerin havlamasına… Rahim Recep Akdora |
Zaman çıkara, düşünce paraya sattı kendini, bunadır gözyaşım
Irmakların kumunda yandı ayaklarım
Gözyaşım kayboldu göllerin çatlaklarında
....ben hep bir işçiydim öyle de kaldım
eğer efendilik namuslu olmaksa ben de bir efendiyim
.....Irmakların kumuna gömülü yetimlerin gözyaşı
Mağazalardan daha kalabalık çöplüklerin müşterisi
Dökülen gül yaprakları tavuk pisliğine gömülü
Ürküttü köylüyü yaşayamadığına çığlık atan ölü
..Ben şiirimi kaydettim
sabah kuşlarının şarkılarına havlayan köpeklerin
havlamasına…
Yüreğine sağlık.Sağlıcakla kal