Mert Adam
MERT ADAM
Aslında koftur en sert cevizin içi Ufak bir darbede darma-duman olur Mert adamın birdir, hem dışı, hem içi Uysal atın çiftesi de yaman olur Bazen yere bakar, bazen canlar yakar Yandan yandan değil, dimdirek bakar Sözünü de sakınmaz, mıh gibi çakar Haklıyken bile sustuğu zaman olur Kırılsa da ne eğilir, ne bükülür Gözünün yaşı hep içine dökülür Ruhundan sessiz bir çığlık sökülür Güçlüyken de dilediği aman olur Doğruya yanlış, yanlışa doğru demez Hakkına razıdır, çoğunu istemez Aç kalsa da, mazlumun rızkından yemez Mala tama etmez, bir gün talan olur Yalnız kalsa da, dönmez bildiği yoldan Yalpalamaz, bir gün sağdan, bir gün soldan Sözde dostlar, çekiştirir her bir koldan En zor gününde yanında kalan olur Alçak gönüllü olmaktır asıl mertlik Saygı görüyor artık "bayağı it"lik Nefsini yenebilmek, gerçek yiğitlik O da zahmetli iş, belki alan olur Adeta her kabın şeklini alan su Bu garabeti anlatmak zor doğrusu Mert adam ne yapsın, onlar "bit yavrusu" Döneklere bir gün korku salan olur Çok da güzel oynuyorlar "üç maymunu" Biri çıkar, bozar bu çirkin oyunu Bulandırsalar da, havuzun suyunu Bulanık suya korkmadan dalan olur Göksel’im üç günlük Dünyaya değer mi? "Kelle koltukta" olan, boyun eğer mi? Karun da olsan, başın göğe değer mi? Bir tek nam kalır, gerisi yalan olur |