Güz yaşları...seğirme geceyi ezberimden ve aç gözünü, yüreğini bak içim içtimasındaki dizilişlerin, süzülüşlerin kirpiğimden imbiklenen yasların, yaşların söküğüne bak ve gör her ilmekte sağılan ağıtların dimağını.. kırk ikindi kuşları, uçuşları ha düştü ha düşecek, üşüşecek sen havlime ve abdestsiz sen kavlime intizar etmez derdest edilen yaralarım kan kaybında etmez, edemez ki damarlarımın nabzı sen nezdinde bir düş payımı ışık ol sanrıma düşen gecelerime ol, o dolandığım ay’ın sarmaşık sarnıçlı göğsüne bir sen payımı umut ol yarınıma düşen takvimime ol, o dolandığım kokun kadar en mahrem bahçeme bilmez misin kaybettim mevsimsiz izini diyar, diyar darası alınmış mişli, geçememişli zamanın ölüsüyüm, ölümlüsüyüm akrebin dilinde, yelkovanın esaretinde içim bir tufan kopartır sarp yamaçların dizlerinde kendime koşar adımlarımın sen sesi dizelerimde düşer mecalim düşer yutkunduğum beyhude gölgeme gölgem ki, yüreğimin rütbesiz, kadimsiz sen mavzeri hadi ört kirpiklerini adanmışlığıma, aldanmışlığıma soğutmaz hiç bir çöl beni çıralandığım arşın serabında bir masalım uykusu azat, bir harfim alfabesinden sürgün hadi ört artık hecelerimi, güneş görmesin hiçbir şiir.. ~°~ ~°~ ~°~ |