ACIMIN KÜLLERİ ***
Zembereği kırık,
eski bir saatte, Durur zaman, acılar susmaz, Kırık dökük anılar dizilir sessizce, Hangi söze, hangi dosta sığar bu yük? Gece çöker, uyur şehir, bir nefes bile sessiz, Ama koynumda, ölümün soğuk gülüşü, Kurnazca süzülür, bakışları karanlık, Gizli bir yaradan kan sızar, görünmez iz. Kirpik gölgelerine düşer acıların ağırlığı, Dudaklarıma konan soğuk, sabahı bekler, Hangi uykuya, hangi düşe sığar bu hasret? Karanlık büyür içimde, sessizlik kadar derin. Yitmiş umutların külleri savrulurken, Kırık dökük hayaller, dökülür bir bir, Bir ömür süren hüzünle, sessiz bağdaş kurmuş, Bağrında acının, susar ama yakar, sözsüzce. Yıkık duvarlar, yarım kalmış cümleler, Göğsümde sükût eder, eski bir aşkın izleri, Hangi bahara, hangi umuda doğar bu öfke? Küllerle örterken üzerini, her düş yeniden dirilir. Ve yine de yanar, görkemli bir yangın gibi, Ne kül olur, ne söner, kendini hatırlatır, Bir başka gecede, bir başka gözde can bulur, Unutulmaz izlerin yankısıyla, acı yeniden doğar. sevgi denizi |
yarım kalmış
cümleler,
Göğsümde
sükût eder,
eski bir aşkın izleri,
Hangi bahara,
hangi umuda
doğar bu öfke?
Küllerle örterken
üzerini,
her düş
yeniden dirilir.
Harika duygularla yazmış olduğunuz gönül sesinizi beğeniyle okudum; kaleminiz daim, gönlünüze gelen ilhamınız bol olsun, selam ve sevgilerimle kalın sağlıcakla...