Ben sana...
Ben sana...
Örselenmiş, parçalanmış... kalp ile gelmiştim. Sırtımdaki kambur’la, hançer’le... gelmiştim. Varlığının yurduna... İçimdeki kanayan yaralarımı sarmaya Canı alınmış öldürülmüş hislerle... Delik deşik olmuş hayallerle... Yarım bırakılmış umutlarla... eskimiş, yıpranmış, çürümüş... duygularla Gelmiştim. Yüreğinin diyarına... yalnız çaresiz ve yaralıydım!!! Bin yıllık yoldan gelmiş gibiydim. Kırık Topal düşlerimi alarak yanıma... Ayak tabanlarımı kanata, kanata... Sancı’lı, ızdırap’lı gecelerin çamurundan, Bataklığın’dan... çıkıp gelmiştim. Üstüm başım kir pas içindeydi. Her yanım ihanet, her yanım menfaat, Her yanım puşt zula’sı kokuyordu. Bitkin, yorgun, ve yalnızdım. gönül kapında... Sevgiye aç, ilgiye muhtaç, bir dilenci gibi Merhem ararken yaralarıma... Girdim O yalandan’da yalan gözlerinin... umut pazarına... serdim yüreğimi Gönül tezgahına... Yüreğim nasibini aldı okundan. Yaralıyım... Herşeyimi Al. ama sevdama dokunma!!! canımın, sabrımın, Arefesinde’yim. Ya bayram edeceğim. Ya kurban olacağım. __B__T__✍️ |