ŞAKA
Adam kalktı yerinden: Gel, buyur; otur dedi.
Kadın baktı derinden:Birazcık huzur, dedi. İkisi de üzgündü, yorgundu ikisi de. İkisi de küskündü, küskündü ikisi de. Kırgınlık vardı biraz, biraz kırgınlık vardı. Çiçek açmıştı kiraz; çünkü vakit bahardı. İki bardak çay vardı adamın masasında Bir buket çiçek vardı kadının arkasında. Sigarayla doluydu adamın kül tablası Çalışır durumdaydı kadının arabası. Adam titrek, çekingen; gel otur abla dedi Kadın verdi çiçeği, bunları sakla dedi. Dün akşam birlikteydik çiçeğin sahibiyle Bana senden bahsetti, üzgündü her haliyle. Abla dedi o gece; ne oldu nasıl oldu Otururken birlikte, gözlerim yaşla doldu. Oysa her şey güzeldi, mutluyduk ikimizde Ayrılıktan bir zerre , yoktu ki fikrimizde. Olmuştuk ikimizde tencere kapak gibi Bağlıydık aşkımıza, et ile tırnak gibi. Ne hayaller kurardık, gelince bir araya O gece kara kedi, girdi sanki araya. Evde gözümüz yoktu, bakmazdık arabaya Bir parça eski kilim yeterdi barakaya. Boy boy küçük çocuklar geçerdi gözümüzden Bağlıydık ikimizde, bağlıydık özümüzden. Sanırdım dünya yansa dönmezdik sözümüzden Yanardağlar çıkardı, yürekte közümüzden. Demiştim ya o gece; ne oldu, nasıl oldu Otururken birlikte gözlerim yaşla doldu. Onunla ayrılmayı geçirmezken aklımdan Bu bir demet çiçekle vazgeçtim ben hakkımdan. İşte böyle kardeşim, bunları dedi bana Küskün değildi sanki, kırılmamıştı sana. Bana kalırsa hadi, kalk ve yetiş peşinden Yoktan sebep uğruna, ayrılmayın eşinden. Bunu duyan adamda bir heyecan oluştu Koştu kızın peşinden ve sonunda........ buluştu. Dedi kıza sevdiğim, ben sensiz yaşayamam Ayrılığın yükünü sırtımda taşıyamam. Güller açan yüzüyle gülümsedi birden kız Ablanla planladık biz bu günü, ikimiz. Şakadan bile olsa ayrılık zormuş meğer Kendimi öldürürüm, terk edilirsem eğer. Tutuştular el ele, gittiler yavaş yavaş Mutluluktan gözlerden dökülüyordu yaş... |