ASKERİN DÖNÜŞÜ
Bu mevsimde, yaylalarda sarı yaban gülleri,
Bahar gelmiş, çiçeklenir elmaların dalları... Bitti işte vatan borcu, yettim gayrı oyy anam, Uzar, uzar da tükenmez, aah, sılamın yolları... Zor denkledim, düğün - dernek, bir de başlık parası, Yatak - döşek, düğün - dernek, çalgıcılar cabası... ’ Askerliği bitir hele’ dedi zalım babası; Gün sayarak, dua ile geçirdim o yılları. Onur duyduk, seve seve koştuk geldik askere, Cephelerde kurşun attık, kurşun yedik kaç kere. Kimimize, benim gibi, nasip oldu tezkere, Kimimizin, gözü yaşlı öksüzleri, dulları... Tam iki yıl, gurbet elde, sılamı pek özledim, Çift çift gezen kumruları, haset ile gözledim. Ben, sılamın hasretini yüreğimde közledim, Es yaylamın rüzgârları, savur gayrı külleri... Yol bitiyor, sılam, işte, şu boz dağın arkası... Dudağımda, bu sevdanın yanık yanık türküsü, Yan cebimde, gül Ayşe’min taşlı nikâh halkası Ve gözümde, yüzük takmış, o kınalı elleri,,, Anam, babam, bacım, Ayşem...Hep içimde sızılar, Şükür, bizi ayırmadı alnımızda yazılar... Ekin başak verip, sütten kesilince kuzular Düğün olur, sarar beni, gelin kızın kolları... Ünal Beşkese |