Emirdağ Köyleri
Kalemimle baṣ baṣa kaldığım zamanlarıma çok çok değer veriyorum.
Geçmiṣi bu günü yoğurup yarınlara çimento görevi yapma gayretinde mürekkebim. Kalınca surlar örüyor büyüklerimden dinlediklerim yarınlara, yıkılmasın istiyor yüreğim kıtalarda mısra mısra kafiyeleṣen yaṣanmıṣlıklar gelecek nesillerimeze hoṣ nidalarla. Bu minval üzere çıktım bu ṣiir yolculuğuma Emirdağ köylerinin tamamına ṣiir yazmaya niyetlendiğim vakit. Çok zaman aldı köylerimiz hakkında ṣiir’e konu olacak köyler ile örtüṣen pınar,kuyu,çeṣme,dağ,dere, yaṣanmıṣ bir sevda, evlilik ayrılık, zorbalık, yokluk, gurbet, cineyet,ihanet vesair bilgileri edindikten sonra randevu aldım kağıttan kaleme. Gurbette olmam hasebiyle her köyden bilgi edinmek zor olsada Googleden Wikipedia dan ve ulaṣabildiğim köylülerden, dahada ileri hareket ederek telefon numaralarını elde ettiğim muhtarlardan her köy hakkında ṣiire katkısı olacak kadar nüans lar yakalamak nasip oldu. Bu konuda yaṣadığım ilginç bir telefon görüṣmemi paylaṣmak istiyorum ; İṣ sonrası istirahata çekildim ve köylerimiz hakkında bilgi edinmeye devam ediyorum. Belçika dan Emirdağ da bir köyümüzün muhtarını telefonla aradım kıṣ ayı saat 19 sularıydı hatırladığım kadarıyla. Konuṣmamızı aynen aktarıyorum; Muhtar; Alooo Abdil ; Selamünaleyküm muhtarım. Muhtar ; Aleykümselam Abdil; Muhtar amca ben Güveçci köyünden Belçika da iṣciyim adım Abdil Göktekin, Babamın adım Değirmenci Ali. Nacizhane ṣiir yazıyorum, Emirdağ ın köylerinin tamamına birer kıta ṣiir yazmaya niyetlendim sizin köyede bir kıta ṣiirim olacak dolayısıyla köyünüze ait bir hikaye veya ünlü bir dere tepe kuyu ismi söylerseniz ṣiire konu edeceğim. Muhtar; Yok öyle biṣey oğlum kapat. Ve telefonu yüzüme kapattı. Tekrar aradım. Abdil; Muhtarım size ismimi ve açık adresimi verdim isterseniz vereceğim ṣu telefonu arayıp hakkımda net bilgi edinebilirsiniz niye telefonu kapatıyorsunuz. Muhtar: Len oğlum köyden bilgi alıyorsunuz sonra define gezmek için sağı solu deliyorsunuz kapat telefonu, deyip hanımına yüksek sesle bağırdı kız al ṣu telefonu baṣımdan ne diyo ısrarla bu adam. Muhtar eṣi ; Buyur yavrum derdin ne, ne ugraṣıyon adamla. Abdil; Selamünaleyküm teyze deyip kendimi tekrar tanıtıp isteğimi yeniledim. Muhtar eṣi; Oğlum demez o inatçıdır benide uğraṣtırma ṣununla sana eyü geceler... Niyet ettiğim minval üzere edindiğim bilgiler doğrultusunda bazen hüzün bazen sevinç yaṣanmıṣlıkları kullanılan araç gereçleri kafileṣtirmek nasip oldu bitiṣikteki ṣiirimize. Yöremizin okurları kendi köylerini köy isimleri ve köyü anımsatan yerler, hikayeler vb özdeyiṣler ile köylerine ait kafiyelerde kendilerini bulabilirler. Buyrun Şiir ile öz öze göz göze bırakalım sizleri. AFYONKARAHİSAR EMİRDAĞ KÖYLERİNE İlim Afyon, Köroğlubeli’m termalim var Taşhan’ım sarsılmaz kalem saf lehçem var Kaymağım sucuğum somunum tereyağım var Zafer müzem mermerim bedesten çarşım var Deli dedim ya deli gönül bir bir yazasım var işte. Emirdağ’ım cihanda ünün tabandan oyunun var Hikâye ettim kafiyelerde köyden yayladan anılar Bitmiyor göç Avrupa’ya, Eskişehir’e akım var Uzun çarşıda camin, pazarın kuyumcuların var Deli dedim ya deli gönül Adaçal dan seyrim işte. Aşağıpiribeyli,inli Höyük’te tuttu müfreze Yirmi yıllıma sebep oldu gelin görümce Tutamadım avukat anlaşılmadı dilekçe Yoğudu suçum, kalsın hakkım ahirete Deli dedim ya deli gönül iftiraya kurbanım işte. Adayazı Deveci Gedik’inden esen yeller İflah olurmu yavuklusun atıp da gurbete gidenler Acım derindir, söndürmez sular, zehirler Bihaber yiğidimden,ağalar beyler Deli dedim ya deli gönül arar durur işte. Doksanüç Harbi’nde kurduk Ablak köyünü Attık tohumu diktik fidanı yetiştirdik ürünü Çorap ördük hırka ördük koyun yününü Çaldı edeler, kırk gün kırk gece ettik düğünü Deli dedim ya’deli gönül kök saldık işte. Ağılcık önünde kör kuyuya saldım maden kovayı Sıvadım kolları, vurdum sofa-ya kireç sıvayı Açmam dedim açtırdılar zorla takılan duvağı Gönülsüz verdiler, ağlayı ağlayı kurdum yuvayı Deli dedim ya deli gönül kara sevda oldum işte. Ali beyim; Alibeyce köyünü kuran Gönül evime sızdı kara bir yılan Yok mu yarama panzehir olan Ölürsem, yâr olsun cesedimi saran Deli dedim ya deli gönül yâr der gezerim işte. Aşağıaliçomak Davulga’dan firak Gönül sevdi alamadı, gözden ırak Görülen rüyanın hangisini hayra yorak Uzat da Fadime’m kolların bi sarılak Deli dedim ya deli gönül düşünde eylenir işte. Aşağıkurudere’de helallaştık eş dost akraba Dilini dişini bilmem ver elini Avrupa İzmir’den bindik İtalya vapuruna Yedi sene ağladım gelemedim vatanıma Deli dedim ya deli gönül vatanın hasreti işte. Gelin hele dostlar Ehmedin köyü Avdan’a Tükendi nüfus ne gelin kaldı ne kaynana Koydum sofrayı misafir beklerim aşıma Âza yok bekçi yok, muhtarım bir başıma Deli dedim ya deli gönül üç kişilik köy işte. Aydınyaka ocağında sütlü biber, dızmana Bayramda sizdeyiz selam söyle ablana Koku sürdüm balkonda asılı yazmana Sönmüyor gönül ateşi ne ettin bana Deli dedim ya deli gönül seviyom işte. Bademli de buldum Hititlerden kalma bir eser Komşuya versem akrabam küser Allah’a ısmarladık elveda dostlar Emirdağ kesmez Eskişehir’den yer ver Deli dedim ya deli gönül her pazara kuruldum işte. Bağlıca’da kazdım hüyüğü daldım tarihe Haber etmişler müzeye müdürlüğe Umut vermiştim yâre, yarın zenginiz diye Ödeyemem yâr başlık paran bekle seneye Deli dedim ya deli gönül umut eder bekler işte. Balcam derler Balcan Sultan’dır adım Bir bakraç bal, bir çıkın yufka doydu ordum “Fakih”Fakı oldu dillerde, cahilim anlamadım Devleti Selçuklu’dan Sultan’a sofra açtım Deli dedim ya deli gönül aslım astarım işte. Başkonaklı saygıdeğer kayın validem Sırlı rüyadan Güveççi’ye gelin giden Genç yaşta erini kansere teslim eden Sıladan gurbete kaval çalıp ağıt eden Deli dedim ya deli gönül Burhan’ım göçtü işte. Adını almış bir beyden,kök salmış Beyköy Yurt tutmuş ovaya dağa, bölük bölük köy Eş dost akrabadır nice oymak nice köy Bin atına arabana seyreyle köy köy Deli dedim ya’deli gönül seyrine doyulmuyor işte. Rumeli’den mahmuzladım atımı Beyören’e Direk dikip kiriş attım temizlediğim Ören’e Bölüştüm ekmeğim şükrettim verene Geçti ömür vara yoğa direne direne Deli dedim ya deli gönül geldik gidiyoruz işte. Burunarkaç’a saldım kuşlukta koyunu Bilemedim ardımdan çevrilen oyunu Çakallar pusu kurmuş, böler aslan payını Tamah olma Ceylanım , kalır sanma dünya malını Deli dedim ya deli gönül dünya malına gül geç işte. Erzurum Horasandan göçtüm Büyüktuğluk’a Türkmenem Dadaşam boynum eğri beyim buyruğa Gezerim diyar diyar kök saldım Anadolu’ya Alırım hain kellesini el uzattırmam bayrağa Deli dedim ya deli gönül vatanıma temelim işte. Camili derler köyümün adına Beş vakitte yâri ekledim niyazıma Kurbanlar adadım dönerse yoluna Beni benden aldı, mukayet ol Allah’ım aklıma Deli dedim ya deli gönül dualarımda işte. Serin olur Çatallı, Mahmut Kuyusu suyu Sordum soruşturdum güzelin soyu Okuladım dostu düşmanı bütün köyü Sonradan çıktı bilemedim türlü türlü huyu Deli dedim ya deli gönül oğlanı yaktık işte. Dandın Deresi’nde yıkadım tiftiğimi yünümü Kavuştu karanlık kaybettim yönümü Sevdim de doya doya koklayamadım gülümü Çaykışla Havut Tepesi unutmam dünümü Deli dedim ya deli gönül avunur durur dün ile işte. Çiftlik düzü ile Ağzıkara ini arası Belli değil göçten kalan itin melesi Üstüme yürüse alırım yâri, yârin sülalesi Her köyün bir delisi var, ben de buranın delisi Deli dedim ya deli gönül aşıkların delisiyim işte. Davulga’ya mahalle etmişler İncik’i Koca tarlada kazdım laleyi cacığı Sarı düveye taktım mavi boncuğu Kaybettim eşimi ; doğururkan çocuğu Deli dedim ya deli gönül büyütürüm öksüzü işte. Dağılgan’da okudum ilk mektebi İstanbul’da yaladım kültür mürekkebi Unutmadım çocukluğum bindiğim merkebi Ölürsem koca şehirde, köye götürün cenazemi Deli dedim ya deli gönül çocukluğumu ararım işte. Dağınık denmiş köye, şükür bir aradayız Kış gitsek de gurbete, ABDİL yazın sıladayız Ölüm var ölüm, bu gün yarın sıradayız Paylaşamadık bahçeyi, gardaşla kavgalıyız Deli dedim ya deli gönül felekle dönüyoruz işte. Erişmez rüzgâr kuytudur Daydalı Zehra Bacı yoğur pazarında her salı Verseler derya dibinden çifte yalı İstemem gurbeti bilirim oraları Deli dedim ya deli gönül köyden aşağı gurbet işte. Demircili’den Hacılar’dan mermer yüklenir Yâr dediğim vurdu gitti, bilmem nerde saklanır Ellerim duada umutla beklerim yollar Yıkık örende rahiyalar saçar taze güller Deli dedim ya deli gönül örenleri koklar işte. Kıllıkuyu derler Dere köyde namlı Yasak etmişler yâre mahalleyi, gönlü gamlı Alırım der Satı’yı, olsam da kanlı bıçaklı Ölesiye beklerim, ellerim koynumda saklı Deli dedim ya deli gönül yolların gözler durur işte. Eskiköy’den yönüm döndüm Aksırt’a Köyneğim yamalı, hayâlim bol paça uruba Kabul edin ağalar bende katılam sizin gruba Olmasa da meteliğim, gönül vermekten yana Deli dedim ya deli gönül ağalık eder kurulur işte. Ekizce düzüne kurdum çadırı Yârim için saydım düşman hatırı İflah etmez bu dert beni bitiri Yağlı urganda yâr canın yitiri Deli dedim ya deli gönül dövünür durur işte. Elhan çayırı, iğde fidanı dereden beslenir Eli koynunda güzel direğe yaslanır Yaslanma güzel, direk derde nasıl dayanır Gönül evine kiriş olam, belki gönül uslanır Deli dedim ya deli gönül kiriş olur direk olur işte. Emirinköy’de yükledim göçü Yozgat’a Deveyolu’nda bindim kır ata Bıraktım kabirde ak sakallı ata Unutmam dünüm üç İhlas bir Fatiha Deli dedim ya deli gönül elveda der giderim işte. Tükeniyor köyler Eskiakören’de sırada Yuttu gurbet yavrularımı göremem bir arada Aşık atamam kader ile, ne çıkarsa kurâda Ben eremedim dostlar siz erin murada Deli dedim ya deli gönül eriyip bitiyoruz işte. Eşrefli’de oynanır oyunun hası Kınalanmış gelinin eli, düzülmüş başı Maganda kurşunu oldu ahâlinin yası Yetiştirin bezi sarılsın kuzunun yarası Kim vurduya gitti yatsı sırası Deli dedim ya deli gönül suçluyu suçsuzu arar işte. Gedikevi derler Karadağ’ın eteğinde Bal verecek arıyı zehirlediler taze peteğinde Yârim gelecek diye beklerim eşik önünde Vurmuşlar ardından, yatar kanlar içinde Deli dedim ya deli gönül yiğidime kıydılar işte. Gelincik köyüne gelin mi gittin yaşın küçük Nasıl sardı seni o aklı gücük Çamdan oydum bebeğine ninni ile salla beşik Olursa oğlun, adına ekle âşık Deli dedim ya deli gönül aşkın ile yanar işte. Geynik idi Gökçekaya oldu adı Gülmedi güzelin yüzü, bozuk ağız tadı Geldi geçti ömür ilk yâri aradı Sırma saçına kara yazma bağladı Deli dedim ya deli gönül saç telinde oyalanır işte. İkiye böler düz ovanı, otoban, yeşil Gömü Bellidir çalgıdan fakir zengin düğünü Oturduk çay bahçene, yad ettik geçen günü Özledim gardaş payı ettiğimiz dürümü Deli dedim ya deli gönül geçip giderim işte. Gözeli Samanlı Yaylası’na kurdum alaçığım Hele gelsin harman sonu, anamı dünür salacağım Unuttum sanma adını dağlara yazdım Ünlerim türkü türkü, ağıt ağıt, deme ki duymadım Deli dedim ya deli gönül türküsün ağıtsın işte. Kar yatmaz Güney köyün yamacında Ne hayâller kurduk meşe ağacının altında Sil aklından beni Leyla, benim gözüm bacında Dökülse tek tek saç kalmasa başımda Deli dedim ya deli gönül bir sevda peşinde işte. Güneysaray düğününe takısız varılmaz Akçeşme’ye demir boru dayanmaz Gül Fatma’m küsmüş can dayanmaz Sevilirde yâr kapı ardına koyulmaz Deli dedim ya deli gönül sevdiğini arar işte. Güveçci ortasında Alocağı, sırtım çubuğa yasladım Gönül boş değil çiğdem ile çiçek ile süsledim Ömrümü hayal ile düş ile besledim Çerkez’in taş, elmalı,kıvrım kıvrım yolların özledim Deli dedim ya deli gönül taşa toprağa hasret işte. Hamzahacılı yaz damında açtım çadırı Ağ çayıra örs ledim çifte katırı Aynalı beşikte yâr yavrusun yatırı Sayfa sayfa gözyaşıyla yazdım her satırı Deli dedim ya deli gönül, gönül beşiğin sallar işte. Hisar’da kazı yapmış İngiliz’i Yunan’ı Tütsü verip açmışlar kara kovanı Çift sürerken gördüm kara yağız oğlanı Meyil verdim, razı edemiyom zalim anamı Deli dedim ya deli gönül vurgunum işte. Karakuyu Davulga’ya oldu mahalle Düşmüş asfalta salınır gider divane Özüm içime ağlar söyleyemem bu dil ile Boşaldı köyler vatandaş olduk gâvur eline Deli dedim ya deli gönül gurbetten sılayı koklarım işte. Karaağaç’ta ağaç dalına dilek ipimi bağladın Bekleye bekleye kızarmış gözlerin çok mu ağladın Cevap gelmedi mektubuma yanlış ele mi yolladın Oyalı mendilini saklarım hiç kokuna doymadım Deli dedim ya deli gönül kokunda derman arar işte. Dert yükledim Karacalar üzüm sepetine Yattım uyudum Gölcük Yaylası düzüne Tavşan Tepesi’nden salını salını gelip girdi düşüme Döne dursun felek, kadersizin felek ile işi ne Deli dedim ya deli gönül hayal eder döner işte. Karayatak köyü bağlık bayırında çalınan kornalar Övülürken allı duvaklı gelin, ağlayan analar Kıyamam kabristana basmaya, yüreğim sızılar Yaşanmadı mı dünler bir haber getirin turnalar Deli dedim ya deli gönül dövünür giderim işte. Kılıçlar köyü adımla geldim Rusçuk şehrinden Göçüm sırtımda belli değil mi halimden Kabri cennet olsun kapı açtı Anadolu’mdan Ecdada duam bağışlarım sevabımdan Deli dedim ya deli gönül ahvalim işte. Uzandım eremedim Kılıç Kavaklı’da kavağa Telgraf geldi tez gel, baban yetişmez sabaha Yıkılası gurbet şahit ol sinemdeki âha Yokluk sardı haneyi, yelken açtım ayrılığa Deli dedim ya deli gönül gurbeti mekan tuttum işte. Kırkpınar’a vardım saman almaya Zinciri kırmış it gelir havlaya havlaya Eğildim de yere taş almaya Geçtim candan, takıldı gözüm Fatma’ya Deli dedim ya’deli gönül nasip kısmet işte. Atlattım müfrezeyi sabah geçtim Kuruca’dan Benlikuyu’da su içtim Sultan’ın kovasından Dile gelse de dinlesen Yılankırkan Kışlası’ndan Kurban olduğum aldın aklımı gittin başımdan Deli dedim ya deli gönül nârında kavrulur işte. Leylekli’den çıktım Ese dağına Çektim havasını derman olsun diye canıma Yetim büyüdüm hasretim anam kokuna Kader vurdu bekçi emmi, sen de vurma bana Deli dedim ya deli gönül öksüzlere anıt’ım işte. Örenköy’de yedim yarpızlı sakalasarkan Koyunçalı’nda biçtim arpayı vurdu tırpan Anam ağıt eder, kuzum yoluna kurban Ağlama anam kuzunda sana kurban Deli dedim ya deli gönül harmana düven’im işte. Özkan derler hem köydür hem yaylak Zehir vermişler köpeğime haller muğlak Kurttan kaçarken kuzuyu kaptı çaylak Değişti zaman oğlak doğuruyor oğlak Deli dedim ya deli gönül seyri alem işte. Yenikapı Pörnek değirmen taşı yosun tutmuş Sermiş bulgurun çifte benli, kışlığın kurutmuş Uykular uzak gözden geceleri unutmuş Sevda yaşlanmaz, kırkında on sekizlik umutmuş Deli dedim ya deli gönül vuslatı bekler işte. Salihler köyü Kocabayır’da güttüm öküzü Uyku küs göze, sayarım gökteki yıldızı Ayna tutup türkü ile çevirdim ak kızı Kör Memedin Kara Kezban ayırdı bizi Deli dedim ya deli gönül birinen eğlenmez işte. Sığracık camimiz yakındır kabire Aslı astarı yok küseriz emmimgille Son demde ömür,titrer durur ibre Yenemedim nefsim kapıldım kibire Deli dedim ya deli gönül cahillik işte. Soğukkuyu Kepez’de yattım baharda yatıya Sabahınan el ettim komşu köyden Dudu’ya Yeşil yazmasın asmış kurban olduğum çaltıya Dayanmaz yürek ayrılık denen acıya Deli dedim ya deli gönül acılarla yaşar işte. Suvermez’den sürdüm atımı Çilli Çeşme’ye Benden selam söyleyin, gelin Esme’ye Çıkıp oturmasın eller içinde çelkeye Saklasın gizemin, kurban keserim gamzeye Deli dedim ya deli gönül gamzene hasret işte. Tabaklar’da yetiştirdim bağı bostanı Beklerim yolunu giydim allı fistanı Şehit verdim erimi yazdım destanı Ağlarım özümden duvarlara yaslanı yaslanı Deli dedim ya deli gönül kaderin kurbanıyım işte. Tepeköy Kesan Merası’nda üç ölü Hacının Kuyu’dan suladım kır beygiri Yana yana tutuldu gelinin dili Dayanamadı koca nine büküldü beli Deli dedim ya deli gönül hiç uğruna gittik işte. Tez Yaylası’nda âşık garip çoban Sarınmış sırtına çocuğu gelin abam Özünde mi yaran diline kurban olam Düştüm yollara delik deşik taban Deli dedim ya deli gönül özüne kurban işte. Bulgaristan göçmeniyim Toklucak Köylü Çadır açtık ocak yaktık,analı kızlı,ağalı beyli Aşağıdan gelir,seçilmez omzu heybeli Kandırdı on beşlik kuzumu götürdü dilenci Deli dedim ya deli gönül yanarım yavruma işte. Topdere derler köyüme eski adı Saklı’dır Arazide kavga, davacıda davalıda haklıdır El insaf hakim bey sizde vicdan yok mudur Çözemedim avukatı,aç mıdır tok mudur Deli dedim ya deli gönül adliyede geçti ömür işte. Türkmen Köyü malı önü, yolum üstü mezarlık Hasta düşmüş sevdalı gelin, tütütürler üzerlik Al al olmuş yanağı,yâr in şakağı nazarlık Isıtma tuttu yüreğim,kız bu ne güzellik Deli dedim ya deli gönül nazarım nazarında işte. Türkmenakören Köyü’nden aldım koyun yoğurdu Endamına kurban olam kız seni hangi ana doğurdu Gördüğüm rüyayı hacı imam hayırlara yordu Adını söyledim anama,arayıp soyunu buldu Deli dedim ya deli gönül bir güzele vuruldum işte. Dinledin mi Ümraniye’de Kurban Emmi’yi Özü diline vurmuş, durdurur oynayan çengiyi Türküdür ağıttır söyler bildiği ezgiyi Nerde Kültür Bakanlığı sahiplenmez değerleri Deli dedim ya deli gönül değerlere aşığım işte. Veysel Köyü’nde okundu Cuma selası Ahlak,kültür, oku,yazdı imamın vaazı Kendin bilmek ne hoş, kapanmaz cahilin ağzı Halisse niyet, şeker bilir bal bilirsin tuzu Deli dedim ya deli gönül âlim susar cahil atar işte. Yozgat ilinden geldik Yukarıkurudere’ye An kavgasında mezar kazdık dere tarlaya Tuz bastım gardaşımdan açılan yaraya Toplanın da komşular gelin bir araya Deli dedim ya deli gönül gardaş ile küs gittik işte. Karataş eteğinde Yarıkkaya Güllü’me giydirmişler kutnu saya Hiç saygı kalmamış sevene sevdaya Gelin etmişler yârim gider ağlaya ağlaya Deli dedim ya’ eli gönül Arabatınburnu’ndayım işte. Tevfikiye ‘e Yarımca dendi ne hikmet Oynanır tarih ile uyutulur aziz millet Dünü ile şanı ile ayakta kalır devlet Köyün adına bak Hakk’a şükret Deli dedim ya deli gönül dünüm bu günüm işte. Kesme taşlar tarihten izdir, Yavuz yolu Gelin bacım yolum üstüne pazar kurdu Kavunun karpuzun tadı damağımda kaldı Gurbet gurbet gezerim anılar uykumu çaldı Deli dedim ya deli gönül bağı bostanı koklar işte. Yeniköy’e gelin ettim kızımı gülsün daim yüzü Nasihatım; elden bırakma saygını,üzme bizi Faniyiz cihanda,bin düşün sonra et sözü Örnek ol,dost ol,silinmez bırak izi Deli dedim ya deli gönül nasihatım işte. Yüreğil yokuşu tırmandım Karadağ’a Haber etmişler jandarmaya düştü ardıma Söyleyin anama bacıma ağlamasın bana Yandım dostun narına,sığınırım Allah’a Deli dedim ya deli gönül sırrım döktüm işte. Anadolu’ya sürdüm kır atımı tayımı Yusufağa Çeşmesi’ne kurdum köyümü Balkanlar’da verdim pusatıma suyunu İskan-ı Muhacirin yasamla korudum soyumu Deli dedim ya deli gönül kıta kıta dolaşırım işte. Yılkılar kişneşir Emir Dede zirvesinde Arıcılar çadır açmış ısıtma çeşmesinde Kekik ile giliği kattım çay oldu demimde Abdil’im hatıram kalsın Emirdağ köylerinde Deli dedim ya deli gönül yazdıran Yaratan işte. Abdil Göktekin Emirdağ Toplam Köy Sayısı // 68 |