Artık yeter Abdurrahman GÜLEÇArtık yeter Şiirin hikâyesi Alfred Nobele ithaf olunur TNT VE DUMANSIZ BARUTUN MÜSTAKBEL BABASI Alfred Nobel’in 20 farklı ülkede kurduğu 100’e yakın şirketi de büyük kazançlar elde ediyordu. Bu şirketlerin birçoğu, silah ve patlayıcı üzerine kurulan şirketler olarak biliniyordu. Birçok ülkenin silah ve patlayıcı ihtiyacı, Alfred Nobel’in kurduğu şirketler tarafından sağlandı. Burdan kazandığı servetle nobel vakfını kurdurdu 350 ye yakın silah ve patlayıcı , barut patentinin telif gelirleri buraya akıyor Günümüzde bile toprakta gömülü duran milyonlarca mayından akan kan kol bacak ve canlarda buraya akıyor en çok zarar gören yine çocuklar BU VAKIF DÜNYAYA BARIŞ ÖDÜLÜ VERİYOR Nasıl bir çelişkidir ki Masumlar ölür, Katiller ödül alır Ve O ödülün adı Barış olur! Her şafak atışında medeniyetin ufkunda Güneş daha fazla yakıyor Yağmur daha çok ıslatıyor çıplak bedenleri Bu gördükleriniz; Atlas perdelerinizi koruyan panjurlar değil! Yarı ölü iskeletler, Anladığınız medeniyetin canlı çöpleri Ve çocuklar; yarı aç yalınayak, Üzerlerinde paçavralar. Suya küskün yüzleri, Masum gözlere yuvalanmış ateş Nasırlanmış küçük yürekleri Ellerinde sopa, ellerinde taş Tek bildikleri oyun Yaşamak için savaş Ya sizin bildikleriniz; Hangi bomba hangi şiddette yıkar bir evi Ya da nasıl yok eder şehirleri Ve içindeki büyüyen yaşamı Yüreklere ekilen nefret tohumları Hangi şiddette düşman eder iki kardeşi İyi bilirsiniz Yalanla zehirlemeyi İnsan hakları diye çığlık atan sahtekârlar O çığlık bir gün sizi de sarmayacak mı? Yetsin! Yetmeli artık! Durun biraz! Nedir bu kalabalık, bu laf kalabalığı Soluklanın biraz, bir nefes verin Dağıtın düşüncelerinizdeki karabulutları Bir bakın, bir bakın etrafınıza İnsanlığa bunu yapmaya ne hakkınız var Kirli hayallerin aleti aptal makineler Boşalan zemberek yay gibisiniz Beyninizde mi boş sizin Kör, sağır, hissiz Etrafı ateşe vermektesiniz, Haberiniz var mı siz kimsiniz? Nereden geldiniz? Ne o utanıyor musunuz, ikiyüzlülüğünüzden Yüzünüzün kızarması Daha kötüsünü beceremediğinizden mi? Hadi birazda ağlayın şimdi İki damla gözyaşıyla affetmek için kendinizi Nasılsa yeni günde yenilenir her şey: Öyle mi! Bir gün o gözyaşı denizinde boğulmayacak mısınız? Barış istiyorum diyor bir ihtiyar bunak Salyalarını etrafa saçarak Be hey gafil bulunduğun yere bir bak Durduğun yer kanlı sunak Zeytin dalından uçurulan gümüş renkli güvercinler Kanatlarında acı, kanatlarında hezeyan Ölüm taşıyor çocuklara kucak, kucak O çelik kanatlı kuşlar Sizin çatınıza hiç tünemeyecek mi? Yürüyen kalelerin kükremesi Uykularınızı bölmeyecek mi hiç? Ya çok safsınız Ya da yaşamaktan çok uzaksınız Kırmızı koltuklu onur salonlarının Kibar beyefendileri, hanım efendileri Hangi deprem; hangi şiddette Yıkar bir yüreği, Hangi el kopartır, söküp atar Kimsesiz bırakır İçindeki çocuğu, Hangi vicdan; Susuz bırakır Umut çiçeklerini, Hangi el alkış tutar Onursuz cinayetlere Ve hangi vicdan ödül verir Kahpeliğin şaheserlerine Göğsünde açmış kan gülleri Hangi gül yüzlü çocuk affeder şimdi sizi Bunca bencil bunca eşkıya kesilmişken Cehennem çiçeklerini göğsünüze takmışken Hangi cennet kabul eder şimdi sizi Bir gün sıra size de gelmeyecek mi? Kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz; Gafletinizin kurduğu tuzaklardan! Ektiğiniz nefret tohumları, Bir gün sizi de zehirlemeyecek mi? Nasıl bir karanlık güçtür ki Düşüncelerinize set çeker Bunca arî duygu varken Birlikte mutlu olabilecekken İnsanlığa ihanete, cinayete teşvik eder Ey insanlık Uyanın, kulak verin seslere Açın artık gözlerinizdeki perdeyi Duysun sağır yürekleriniz Duyun, çığlıkları Nasıl bir vicdan bu kadar hissiz olabilir Hangi dil bu kadar sessiz kalabilir Kırın zincirlerinizi artık, haykırın, Haykırın, içinizdeki bütün öfkeyle Artık yeter! Bu nasıl bir çelişkidir Masumlar ölür, Katiller ödül alır Ve O ödülün adı Barış olur! Abdurrahman Güleç |
Masumlar ölür,
Katiller ödül alır
Ve O ödülün adı
Barış olur!
Çarpıcı ve cesur bir sorgulama! Günümüz dünyasının acımasız gerçeklerini birkaç dizeyle ne güzel özetlemişsiniz. Adaletsizliğin ve çelişkilerin böylesine güçlü bir anlatımla dile getirilmesi, okura derin bir sorgulama alanı açıyor.
Umarım yorumumu beğenmişinizdir. Sizi de şiirlerime beklerim.