mühürlüdür bazen hayatın ağzı bir türlü sır vermez arzularımı yerine getirmez çıldırtır beni ketumluğuyla
olur böyle şeyler demeyin hep zor hep yoksun yaşamak elzem mi ruhuma sizler böyle dikte ettikçe yüzüm eskir ateşim düşer yaşama sevincim ıssız yollara çekilir
tek başına kör kuyular gibi otururum yol kenarlarında gelen bir taş giden bir çöp atar küf yeşili sarar yüzümün her yanını paslı bir kilide döner dilim
sonra annem beni ölü bir avuntunun dudağında bulur ikimizi birden kucaklar nefti bir hüznün sıcaklığı ve kırılır kollarımız düşer omuzlarımız
saçakları düşer kirpiklerimizin yılgınlık gelir oturur zihinlerimize günbatımını yakalar zaman gecenin gözü ağırlaştıkça taş kesilir ruhlarımız tüneksiz yuvasız kalır tüm kuşlar
isli bir dumanın kokusu yayılır yeryüzüne el eli bulamaz göz gözü göremez suskun dillerimizden çalıntı bir ağıt çarpar dağların sarp yamaçlarına
nihayet gün soyunup geceden aydınlandığında toprak
nemli çimlere üzgün yenilgilerin soyut resimlerini yansıtır güneş ağaçların gövdesi olan biteni bir türlü anlamlandıramaz karıncalar ise kışa hazırlık amacıyla çoğul yürüyüşe geçer
güz gelmiştir artık serin dallarda sarı sarı yapraklar tatlı tatlı salınırken
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
EYLÜL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EYLÜL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yaprağım ayrılırken dalından Ben ağlarken Biliyorum kötü yüzler gülecek Kal desen de faydasız Kopmaya yüz tutmuş Sararmış bir yaprak Daha ne kadar dayanabilir ki kalmaya...
Ben de naçizane eylül şiirimin bir kıtasıyla eşllik etmek istedim bu güzel şiirinize. Yürek sesinize gönül dolusu tebrikler şairem. Kocaman sevgilerimle...🌹🌺⚘
"Eylül" şiirinizi büyük bir içtenlikle okudum. Dizelerinizdeki derinlik, yüreğe işleyen o hüzün ve içsel yalnızlık, her satırda bir yankı buldu. Yağmurla karışan gözyaşları, ketumluğun çılgınlığa sürüklediği bir ruhun feryadı, hayatın sessizce sakladığı sırlar... Her bir imge, insanın en derin hislerini, kaybolmuşluklarını ve zayıflıklarını öylesine ustalıkla dile getiriyor ki, insan kendi ruhundaki karanlıkları şiirinizde buluyor.
Anneden gelen o sıcaklık, bir avuntuya sarılan iki bedenin kırılan kolları... Bu satırlar, bir annenin koruyuculuğuna, ama aynı zamanda kaçınılmaz olan yenilgiye öylesine dokunaklı bir şekilde işaret ediyor ki, her okuyanın kalbinde bir sızı bırakıyor. Özellikle geceyle gelen ağırlık, yitirilen umutların gölgeleri arasında sıkışan kuşlar ve isli dumanın sarıp sarmaladığı yeryüzü… Bu imgeler, şiirinizdeki hüznün ne denli derin ve evrensel olduğunu gösteriyor.
Doğanın döngüsünü, ruhun mevsimsel dönüşümlerle nasıl iç içe geçtiğini anlatırken, okuyucuya hem bir kış hazırlığını hem de ruhsal bir vedayı aynı anda yaşatıyorsunuz. Güzün gelişiyle sararan yapraklar gibi, insanın iç dünyasında da bir sararma, bir vedalaşma hissediliyor.
Bu değerli şiir için sizi tebrik eder, kaleminizin hep bu derinlikte ve samimiyette yazmaya devam etmesini dilerim. Şiiriniz, ruhuma dokundu ve beni kendi melankolime bir yolculuğa çıkardı.
aslında mevsimlerin içinde en çok sonbaharı severim belki bu mevsimde doğduğum için yaprakların kırmızı sarı renkli karışımı yerlerde olan o renkli gazeller yığını kendimi hep bir tablodaymış hissi yaratır bende fakat mevsim geçişleri hep zordur ya
işte eylül de o yüzden biz insanları daha bir duygusal daha bir melankolik yapıyor sanırım....etkilenmemek elde değil yani
Yaprağım ayrılırken dalından
Ben ağlarken
Biliyorum kötü yüzler gülecek
Kal desen de faydasız
Kopmaya yüz tutmuş
Sararmış bir yaprak
Daha ne kadar dayanabilir ki kalmaya...
Ben de naçizane eylül şiirimin bir kıtasıyla eşllik etmek istedim bu güzel şiirinize.
Yürek sesinize gönül dolusu tebrikler şairem.
Kocaman sevgilerimle...🌹🌺⚘