SÖYLE SEYİR KAYASISarkıtıp ayakları otururduk başına Belki de gelmemiştik daha 11 yaşına. Doğuda Kanlıburun, batı Ardıçlı Belen Buraya bir oturur kesinkes her gelen. İzlerken aşağıda yeşil pinar dalları Görürsün hep süzülen ahenkli kartalları. Üstünde Boğazağzı, altta Ballıkbucağı Bin yıldır bu topraklar bize ana kucağı. Bak yeşermiş salmada erkenden baldıranlar Hani, her derde deva, yatanı kaldıranlar. Seyreylersin çarşağı, katrancığı, gölcüğü Bak yanaşmış ekine, takmış Hıdır elciği. Gözetler oturanlar on sekiz köyü, sende Tekrar varmak isterim, can var iken bu tende. Süzülür Göksuyumuz baraja ta gapızdan Bir heyecan nükseder başlayarak nabızdan. Seyreyle Boyalı’yı, Cenne’yi ve Asarı İzle ta Başyayla’yı hatta Güzel Hisarı. Yayılmış Göksu ile arana bir Gargara Ta ötede Yunt dağı düşünür kara kara. Ta uzaktan el sallar sana Hisar Kayası “O şimdi asker” yazar üstündeki boyası. O yapraklı çukurda kök salmış palamutlar Adı olmaz yanında Mennanlar Alamutlar. Dinle ne diyor sana Gödekorum altından Sen bu kutsal toprağa gerdanlıksın altından. Bak bir ses geliyor sana ta Suluceserden Beni görmek isteyen geçer candan ve serden. Dön batıya başınla, izle bir Gabardıcı Çevir doğuya seyret Bileği ve Ardıcı. Bir haber ver Akköprü, atamız Mehmet Bey’den Üfle ey Mevlevi sen de ne varsa şu neyden. Gel izle turkuazı feri gelsin gözünün Sanki yere serilmiş bir kısmı gökyüzünün. Hah Aydıncılarım, göründüler Akgedikten Ayakları çatlamış çarıktan ve edikten. Bak Yörükler geliyor, çıkmışlar Aybaham’dan Çık şu yükseklere de kurtul kederden, gamdan. Tara bir Bingeşiği ve Ölünün goyağı Eğşi gulak yakası, dolmuş eşşek ayağı. Sana en sarp yokuştur mutlaka kurt yolağı Hah yürüyor bir çoban ayağında dolağı. Kara inler, akinler görünmezler kuytuda Dibindeki salmalar gecede ve uykuda. |