Bugün bir oyun oynayalım mı küçüğüm
bildiğin bir oyun
sen saklambaç de
ben saklanmaca

Onlar ebe olsun önce
sen saklan saklanabildiğin kadar
hemen sobeleme...

elma dersem çık
armut dersem sakın çıkma
nefesini sıkı sıkı tut,
soluğundan tanırlar yoksa

Ey gül kokulu , çiçek açan baharım
buralar acımasız buradakiler nadan
nice nazlı kuşları vurdular kanadından
elma diyenlere sakın inanma
buralar ihanet kokuyor buram buram
güven kalmadı insan denen canlıya
şeytan korkar oldu
şeytanlaşmışlardan
ört üstünü sakın açma
saklan saklanabildiğin kadar

Ey hümâ bakışlı, masum civanım
buralar çığırından çıktı çoktan
bin doğruyu alt ediyor
küçücük bir yalan
kıyıyorlar tertemiz canlara
kıyıyor en cani ruhlar
elma diyenlere sakın inanma
uçurtmaları da vurdular
bez bebeklerin gözü yaşlı
oyuncağı olmuşlar kör nefsin
kana susamış canavarlar çift başlı

Ey dili tatlı, gözleri hayat pınarım
buralar kalleş,
sırtından vuruyor en yakınların
bir hançer, her gün farklı yerden saplanıyor
soyu tükenmemiş mayası bozukların
elma diyenlere sakın inanma
saklan saklanabildiğin kadar
miadı dolmuş insanlığın
çivisi çıkmış çoktan
kıyameti kopuyor dünyanın

Ey ay simâlı, melek yavrularımız
buralar ıssız ,buralar ayaz
buz tutmuş yürekler, acımasız
saklanın saklanablidiğiniz kadar

Ey Gazze ’ de Rim
Arakan’da Kürşat
Ey toprağımda minik Sıla , küçük Narin
elma diyenlere inandınız masumca

hadi bir daha oynayalım
bu sefer çocukca

elma dersem çık, armut dersem çıkma

Armut.....!