Seyyah ve Baçe
ben bir seyyahım
bilmem kaç nar ve çiçek bahçesinde dolaştım durmaksızın seyahat ettim mevsimlerin rüzgarlarıyla savruldum maviliklere doğru en iyisi hiç sevmemekmiş üstad aşk bile vazgeçmiş benden en saf huzurdu ayrıklarım hatta en saf sevgi kimi kadına göre ben bir serseriyim en sevdikleri türden kimine göre ise karanlığın ta kendisi evet üstadım en iyisi başka diyarlardan da sevmemek gerekmiş en iyisi gördüklerimi sorarsan üstad öyle kadınlar tanıdım ki yaptıkları tek şey dudaklarında yüceltiklerini hançerlemek ilk fırsatta gezdim çiçeklerin bağrında vefasızlıkların ortasında özgürlüğün zevkini tadarken şimdi ise benden nefret ediyorlar sanki tüm çabaları nefret etmek içindi ama aynı gecede hepsi birbiriyle savaşa düştü üstlerini açtılar aşk adına uyandırmak için nemrut ateşini günahkar bedenlere dönüştüler oysa ki şair tek bir ışık görseydi seyyah olmazdı düşmezdi yollara masalarda yaşıyorlardı güzel gözlü alev dudaklı kadınlar kadehlerin valsında gizemli bir ritimle gülüyorlar ya da ölüyorlardı gizlice içten içe simaları farklı olsa da gözümde hepsi aynı görünüyordu ve hepsi bir siluetti gözlerimi gözlerken bazıları kendi yolunu arıyordu şarkılar söylüyorlardı dudakla gözlerden damlalar düşerken üstad burada bu son durakta bu son gezdiğim şehirdeyim ıssızlıkta ve yüreğim olduğundan daha karanlık nar ve çiçek bahçeleri arasında…. |