Gül GüzeliBir gün gözlerimin taa içine bak; Anlarsın ölüler niçin yaşarmış… (Sezai Karakoç Mona Rosa) Sitemlerin hüznünü yıldız yıldız dökerken gözlerimin kanlı sularına Gülüşlerin mum ateşinde eritti gönlümü Yaprak dökümü serenadında soyulurken tabiattan bahar Yüreğime çivilediğin sükûtların soldurdu gülistan halimi Hasret ihtimali sonrası kanadı kırıldı kışların gönlün ile gönlün ar’afında Zeval düştü gözlerinden ruhuma Mecrası kül oldu sürurum Ey yüreğimi göğsünde unutan!.. Gidebilirsin şimdi gönlümden uzaklara... Su da boğulan balık çırpınışlarımda ölüp ölüp yaşam başlıyor hasretinden Özge bahçesi bakışlarınım ufkunda sana tutkunluğum ölüm lisanından goncagül… Çarmıh ateşine su serpildi gönlüm yağmurlarından Uğramaz oldu kelebekler başucumda saklı tuttuğum mektuplarına İklim hasretin ırgatlığında gözyaşı dökümü Gül güzeli sen yoksun ya ..! Tuz duman oldu göğsümün sevinç yanı Filizlendi parmak uçlarımdan hasret tohumları Rızasız sürgünler göründü ömrümün kırık aynasında Alevlendi güz muhabbetleri Sustun ya sen..! Tebessüm kıtlığı baş gösterdi dudak aralarımda Kör hançerlere tutsak edildi gönlüm Kırıldı dalları zeytin ağaçlarının Sustu rüzgârlar Büküldü boynu güllerin… İsmindir lâllığıma ve ahrazlığıma sebep Sen gönlüm asumanında mavi ve siyah... Irgatlığı tükenmek bilmiyor yadigâr sızıların Cürmü ateş olan sevdaydın Yüreğimi gözleriyle tutuşturan Dilime yerleşke kurmuş üveyik kuşların duasıydın, beyazı koynunda taşıyan Nakış nakış işlenmiş sır ve kasemdin Hüznüme kondurulmuş lütuf Hastalıklı yüreğimde şifa diye beklenendin Tut ki sevgilim siyahın fecriyim sana ben Her akşam yüreğimden tutuşup gözlerin ufuklarında kaybolan Gündüz vaktinin aydınlığıyım yüzünde çiçekler açtıran Say ki sensiz ben yıldızsız göğüm Cennetsiz, cehennem Susuz bırakılmış toprak Gül güzeli..! Soldu sensiz gökkuşağı elvinlerim Karardı ay yüreğimden… ’’Sahi mesafeler engel miydi sevdaya Göz görmeden de kavline sadık kalabilir miydi gönül Kırılır mıydı sevgi Yutkunulabilir bir şey miydi hasret ’’... Sen ki yüreğim topraklarında ateşten menderesler çizen ırmakların annesiydin Ebruli gözlerin ile düşler geçidinde kördüğümlüğüme düğümdün Besmelesiz atmadığım adımlarımın imtihanına açıyor hazan güllerin Her yolun başlangıcında ismin deltasında toprağa karışıyor yüreğim Sevdandan yana dolup dolup taştıkça kurak bir iklimle kavruluyor gönlüm mahşeri Ey parmaklarımın is kokusu..! Gönlüm bahar çiçekleri Ömrümün hüzün yazgısı Bırakabilirsin şimdi beni rüzgârlara… Kördüğüm dizisi günlerin kervanında avuç avuç seni döküyorum yüreğimden sonsuzluğa Firakın hezimetleri ile kaybediyorum benliğimi… Açarken tenimde buram buram gam gülleri Yara izin nefesimden Pembe rujlu dudaklarına Güz sarısından şiirler ikram edeceğim Ey bayramlık giysim..! Topladığım şekerlerim Uzamayan boyum Yarım alınan nefesim Filistin askısında unuttuğum düşlerim Hasretinin kan kusturan uykularında bir yudum nefestin sen, ömür uzatan Kalp yaralarıma kabuk bağlatmayan şifaydın Şimdi silebilirsin göğsünden gönlüm izlerini… 20240916 1520 Bir gün görür isen gözlerimi başka bir simada bilmelisin ki seni düşlüyorumdur… |
İmrendim Hocam, maşallah dedim ve şiir'e doyarak geçtim sayfanızdan...
Selam ve saygılarımla...