Gölgesine Çarpanlar
Dur’ durma
Başlar başla’ma Nokta Bir nokta daha Bir nokta Derken Noktalardan bir çizgiye Varamadıklarından, mıydı Bilinmez Hangi koordinattaydı Kaçıncı boşluk, askıda Bir yerlerde Yanardağlar mı patladı Bir astroid mi çarpmıştı Bir gezegene, uyduya Kürelerken keskin tırnakları Avuçlarını sıkıyordu Patlatırcasına dağları, toprakları Sökemedikçe dişlilerini çarkın Zincirlerini, sırlarını, bağların Simyaların İzleri geçsin, silinmesin Diye uzama Dillerin kılıcı kınana sığamıyordu Ritimleri odacıklarına, kapaklarına Kepenklerin, kilitlerini parcalanırcasına Zorlamak yetmiyor ama Bir noktadan Başlıyordu kuram Tuz buz olan camlarda, Çekerken gözbebeklerini Büyüyordu Dondurdukca Titretirken ve eserken Yükseltiyordu tizden ve derinden Sessiz çığlığını Ve ateşi çıkıyordu Havale geçiren sesinin Mancınıklar gibi Fırlatıp saçarken Kesik kesik Soluyordu koparken tellerinden Her biri yaprağınca Taşan köklerinden ve Gövdelerinden Renginden soluk baskısına Ayrılıyordu an be an Gölgesine çarpanlar Çarpanlarına … |