mevsimler gibi artık gönüllerimizde aşkın ve sevginin hoşluğu da uğrar ayaküstü alıcı kuşlar gibi çöker göğsümüze geçirir tırnaklarını söker kalbimizi yerinden alır gider
-nerelere -nerelere
götürür bazen sessiz akan ırmaklara günlük güneşlik bazen de uçurum uçlarına bırakır küllerini tozutur savurur
artık yaralı bir güvercine döner kanatlarımız kollarımız paslı tüneklere oturur yerinden kıpırdayamaz taşlaşan kalplerimiz
ayrılığın kanlı mührünü basar zaman simsiyah perdelere gün yüzü görmez artık o pencereler ne gurur çaredir ne de dik başlılık eğilir dağların mağrur başı eğilir
.........
sevda teslim olmuş bir kaledir artık yenilgiye sağırlaşır hisler ve susar diller
aşk dediğinse ziyaretçi bir kelebektir çiçekten çiçeğe uçup uçup konup göçen
düşünmeden atar viran ettiği bahçenin baygın güllerini zemherinin kuru ayazlarına
artık göçebedir sızılara garip otağımız üstümüze başımıza yerleşir sığınmacı hüzünler derdimize derman olur mu - belki
öyleyse akıt!! hüzünleri akıt zaman tutma akıt!! zamanla söner belki sol göğsümüzün ayaz yangını ürkek korkak kıvılcımları
bekletme artık korlar küllere küller tozlara karışsın ey!!!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AŞK-I KÜL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AŞK-I KÜL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.