Yalnızlar Genç Ölür
Yalnızlar genç ölür
Volta atar benliğim Bir merdiven hücresinde Önce gülüşlerimi eğdiler yaşamın dar sokaklarında Sonra gözlerim sürüldü acının başkentine Görmek ne güzelmiş,oysa Acemi bir sigara molasında Rüzgarın sazlarını Işık dünyasını saran kanatları Sonra uyuşturuldu dudaklarım Puslu gecelerle.. Henüz seni seviyorum diyemeden Öpemeden iki kıtayı birleştiren dudaklarını Sönerse birgün ışığım Dönersem birgün toprağa Unutma o vakit Yalnızlar genç ölür Çıkıverir bir tomurcuk karanlıktan Her acının sonunda açılan pervazda bekle beni Bir yaşam vardır bölüşülmeye hazır Kapama gözlerini Uzanmış bir açık el bekler seni Sormuşsun ,bilmem kaç kilometrelik bir uzaklıktan; iyimisin Yaşıyorum ya yaşamasına İyi demek,keyfi bir yalan sevdiğim Dünya zifiri bir karanlık Solgun bir kızıllık içindeyim İyi demek ,uykusuz kaldığım kitaplar için çok fazla sevdiğim Hem bir iyi kaç kötü eder Çok şıklı şeçeneklere cevap verme refleksimi yitirdim Cengi gördüm Açlığı gördüm Dehşeti.. İyi demek, bu gece için çok erken sevdiğim Ne bir soyluyum atın sırtında Ne de bir bayrağım gökyüzüne asılmış Ben ,sendeki hayranlığın hiçliğiyim Sorarsan beni Annemin memesine tutunmuşum Ne Don Kişot’ um Ne de Jan Dark Unutma sevdiğim Tükürseler de ateşimin tutuştuğu mihraba Yalnızlar genç ölür |
bunun sayısız defa bende şiirlerde kaleme almış birisi olarak sizin başlığınıza da kesinlikle katılıyorum ama değişkenlikle. Yalnızlar , sahte dünyaya ayak uyduramaz , en yakınları geceleri kendi gölgeleri ve çevresindeki 4 duvarla çevrili bir ev. O yalnızlardan öyle filozoflar yaratılır ki , o insanlar çevreyle aslında temasları var hatta daha yoğundur. Bunu kimseler de bilmez. Genel de benim gibi de durmadan defterle dolaşırlar hep. Nerede bir kalabalık görseler Attila İlhan gibi rüzgarla anlaşıp kaçmak ,uzaktan hayatı seyreylemek isterler.
Genç ölmeleri kendi seslerini duymamaları mı onu bir sağlıkçı gözüyle anlatmak çok uzun sürer.
Yalnız bağımlılık etkisi , bir narkotik ajan gibi ayrıldığında yoksunluk sendromu yapar. Aslına bu tarz kişilere uygun bir toplumda asla yaşamıyoruz.
Kuzey ülkeleri tam da bu algıdaki olanlar olarak tam bizlik.
Yalnızlar genç ölmeli mi yoksa böylesi hayattan kurtulmanın onlar için ıstıraplarının biteceği için iyi mi? Onun analizini hep yıllardır düşünürüm. Bu insanların sevgi açlığı , sokaklardan içlerindeki kendilerine olan ki derin sevgisel yalnızlığa bakıldığında çok zor insanlar değil. Bu insanları sevmiyor asla toplum insanı.
"YALNIZLIK " en sevdiğim şiir konusudur ve onu işlemek benim gözlemimle de çok kolay olamaz. Çünkü bütüncül gözlem ,derin bir hayat felsefesi ve dışardan ve iç dünyaya doğru zor bir duyguyu kağıda aktarmak kolay asla değil.
Tebrikler şair...