maksadı belliydi aslında yürütülen kelimelerin kaburga kırılışından hırsını ve egosunu yenememişti güz rüzgârları toparlamalıydı yere saçılan özgüvensizliğini ve kendini sevememenin korkusunu hep yaşarken çoğaltmalıydı zihnindeki kara deliği kapatmak için eksikliğini
hatta kulvardan kulvara atlayıp yeni açan çiçeklere konan böcekler gibi tazelemeliydi yüreğini haykırmalıydı
burdayım buradayım diye çakıl taşlarını savururken derin sulara
ama olmuyordu eksik bir şeyler hep çoğalıyordu ekin bitmeyen kurak tarlaların susuzluğunda belki de yüksek bir yerlere tırmanışa geçmeli tepeden bakmalıydı diğerlerine
oysa hiçliğin yamalı hırkası hep yoksulluktan geçerdi zenginliğin büyüklüğün esamesi okunmazdı olgunlaşmış her nefs-i mutmainne de
ama nereden bilecekti kibrin kalelerini kuşanmış elleri yakıp yıktığı ormanların yeşilliğini o sadece kendiyle hemhâl olmuşken krallığı için ele geçirdiği yürekleri semirtmekle meşgulken
gözleri kör kalbi daha kör hiçbir gerçeği kabul etmeyecek kadar keskin dilini kuzgunların siyah sütüyle emzirirken bir taşla iki kuş vurup onların tüylerini yolup savururken göğe Tanrı’ya iyi dileklerini sunarken mağrur gözleri nasıl coşkulu tilki kulakları ise nasıl sağırdı
öyleyse yaşasın! yaşasın sultanlığım zafer kazanmış ruhum bedenim karanlığa armağan nidalarıyla gururlanırken insanlıktan bir kale daha yenik düşüyordu
gittikçe azgınlaşan kötülüğe hibe edilen ruhu hediye olunurken masum ruhların kanını emen kötülüğe karşı sözde direniş sergilemek bile acziyetini ödüllendirmekse
ne korkunç bir infial uyandırmak olmalıydı insanlık namına
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KUZGUN AÇLIĞI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KUZGUN AÇLIĞI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.