Aktütün'de Düşenler
-Aktütün Şehitlerine Rahmet ve Minnetle-
Esti bir deli rüzgâr dalından yaprak düştü Ruh kanatlandı göğe payına toprak düştü Bulutlar yaş dökerken dağların yamacına Kanla sulandı toprak sanma ki bayrak düştü Gök kapısı açıldı ulu misafirlere Can bedenden ayrıldı el ile ayak düştü Barışa, kardeşliğe ölüm kustu namlular Yollarını gözlerken gönlüme firak düştü Vakitsiz kopardılar gonca gülü dalından Can göçtü can evinden, bakışın ırak düştü Annelerin gözünden süzüldü kanlı yaşlar Kalemler yazmaz oldu, takvimden şafak düştü Bayraklar sıralandı, musalla gönderinde Peygamber sancağında şehide konak düştü Ayrılık değirmeni, öğüttü seneleri Buğulandı gözlerim, saçlarıma ak düştü Hüzünlü bahçelerde soldu yetim çiçekler Zalimlere cehennem, yiğidime Hakk düştü Kurda öz vatanında pusu kurdu çakallar Firar eyledi akıl, zihinden idrak düştü Hüzün çöktü dağlara, tebessüm kaldı yarım Yağmalandı hissiyat, koca bir ocak düştü Gök kubbeye yükseldi şehidimin gölgesi Gayya çukurlarına bölücü korkak düştü Şehitler yol alırken kalplerin menziline Öte yandan toprağa onlarca alçak düştü Hazan hüzün getirdi, yandı yürekler yandı Derde derman beklerken yarama bıçak düştü Yolcuya ağıt yaktı kan kırmızı şafaklar Ateş öptü barutu beşikten kundak düştü M.NİHAT MALKOÇ |
Yüreğinize sağlık.