Hatırla
Sonbahardı seninle karşılaştığımda,
Diyarbakır buram buram turuncu kokuyordu... O güzel yüzünde ışıldayan gözlerin, Değmemişti henüz kör gözlerime.. Binlerce yıl sonra karşılaştık yeniden, Bezm-i elest’ten sonra, Ruhum ilk yaratıldığı andan beri arayıp durmuştu, O narin ruhunu... Sığındım sana ve o güzel gözlerine, Çünkü sen yokken her yağan yağmur zehirdi. Ve ben bir dilenci gibi avuçlarımı açmıştım gökyüzüne... Gözlerindeki cenneti görünce, Her uykum en güzel istihareye döndü. Masumiyeti görünce bakışlarında, Söndürdü ışıklarını yıldızlar, Yumdu Diyarbakır gözlerini! Dudakların Araftı, Ürkek dokunuşlarınsa Sidret-ül Münteha. Dokundum sana secdeye kapanıp af dileyen günahkar gibi... Güzel bir sonbahar günüydü seninle karşılaştığımda, Dicle’nin kıyısında. Sahip olduğum tarifsiz güzellikle sen Belkıs’tın. Topraktı ellerin, alevdi masumiyetin, Suydu gözlerim ve seldi aşkım. Sana kucak dolusu papatyalar toplamıştım rüyalardan, Hatırla... |