PAPATYATOPLAYANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiiri yazdığım gün 11 Nisan 2003, Irak işgalinin 21.günü.Günlerdir süren ’’Şok ve Dehşet’’ operasyonunun nihai sonucuna giden yol açıldı.Saat 18.45-19.00 dolaylarında
A.B.D. Abraham Tankları Bağdat sokaklarında pervasızca dolaşmaya başladı...Devlete ait bazı resmi binalar yağmalandı...Çıplak gençlerin bazıları işgalci güçlere adeta ’’ Hoşgeldiniz!’’ der gibi sevinç ve sempati gösterisi yapıyorlar;İNANILMAZ BİR GAFLET! Aklı eren bazı aydın gençler ’’ HÜMANİST İSENİZ EVİNİZE DÖNÜN! ’’ pankartını açtılar ve sessiz bir protesto eylemi yaptılar...Başkaca bir sevinç gösterisine rastlanmıyor. Üç kişi Saddam Hüseyin’in heykeline halat bağlayarak devirmeye çalışıyor...Çok geçmeden devrilen heykel Bağdat sokaklarında sürükleniyor yerde... Ulusal egemenliğin yokoluşu işte buydu... Öyle diyor içimde bir his; seni de vururlar bir gün gül kokar yüzüm, gözyaşım nergis gülümün rengi uçtu,sümbülün kokusu kaçtı; çünkü siz bir ilkbahar sabahı toprağı ateşe verdiniz... Tam üstümüzden geçti B-52’ler söyleyin; hangi çiçeklerin üstüne bıraktınız yükünüzü ah , size gücüm yetseydi hele bir indirirdim yere ,keserdim kökünüzü... Papatyatoplayan’mış attığınız bombaların adı diğeri Misket’miş; hiç falına baktın mı peki ben baktım senin için soldurduğun çiçeklerin hiçbiri ’Seviyor ! ’ demedi... Öldürmekmiş tek hedefin canavarca bir istekmiş seninkisi güneşe boy atmak değil, özgürlüğe tam isabetmiş niyetin... Yanık eller, yanık ayaklar canhıraş göğü delen feryatlar nasıl da uçup gitti yaprak yaprak düştü toprağa gepegenç hayatlar... Yüzlerce çocuk, binlerce asker umurunuzda değil cebinizdeki dolarlar önce gelir özgürlük diye sattınız çapulcuların yağmasını gözardı ettiniz halkın ekmek kavgasını köleliğe çevirdiniz demokrasi ve özgürlük savaşını(!) ’Beyaz Adam ’ geldi, her yer talan, her söz yalan petrol ,bankalar, namus iffet ne kaldıki yağmalanmayan?! Şaban AKTAŞ 11.04.2003 Foto:Milliyet.com/ fotogaleri |
Girdiği yerden çıkamayışı da bu sebepledir, çünkü bu defa petrole bulanmış durumda akıttığı kanla karışmış olarak. Geride bıraktığı ise tarihe düşen nottur, "Yağmalayamadığı, tarihteki vâr oluşudur!".
Saygılarımla.