Üsttekiler ve Alttakiler
Zorlukların gökkuşağında yaşam uzun bir maraton
Üst dallar alt dalların sırtına biner Dünya kurulduğu günden beri, Alt dalların da derdi yukarı yükselip güneşe yürümektir Daha alttakilerin üstüne basar onlar da bunun için Bereket yağınca gökten İlkin tepedeki dallar ve yapraklar suya kanar, Ememediklerini aşağıya bırakır. Dolu yağınca bıldırcın yumurtası büyüklüğünde Gerçek bir düşman gibi bu kez, Öncelikle tepedekiler tarumar olur Umut gölgeleri yeşerirken Topraktan kökün çektiği nemi Zemine yakın dallar ve yapraklar yudumlar başlangıçta, Sonra yerçekiminin tersine su Yükselir sabırla en yükseğe doğru Merak edilen derin bir sır olarak Rüzgârın çığlığı altında Kanarya seslerini duyunca Sevinçle sallansa da tüm yapraklar, Ömür bir meydan cengidir aslında Üsttekilerle alttakiler arasında Çiçek kokularını yakınında hissederken Tutuşan zeminden yükselen alevler Alttakileri yakar evvela. Yüreği kömür kadar siyah Taşkınlık eden, horozlanan, yok sayan üsttekiler Ölü bir atı kırbaçlayamaz o zaman Yeryüzüne yakın alttakiler gibi Kibir tahtına oturan gökyüzüne dönük üsttekiler de Düşüp bir gün sarılacak kara toprağın kollarına, İşte o zaman alttakiler Üsttekilerin kadrine uğramaktan kurtulur Seğmenoğlu |