Bende ki ben
Asla alışamadan yaşadığım bu hayat
Yüzüme bakıp bakıp herkes mutlu sanıyor Zaman genzimde duman damağımda buruk tat Yaşam samanda ateş usul usul yanıyor Boyum posum yerinde belki güzeldir yüzüm Belki dilim akıcı, belki berraktır sözüm Asıl ben içimdedir görmezsssin iki gözüm Yüreğimin yüreği yüreğimde kanıyor Bakmayın tozduğuma böyle gururlu mağrur İçimde öksüz yetim, toy bir çocuk oturur Şakağımda namlusu eli tetikte durur Kendisine ihanet ettiğimi sanıyor Dünyadaki azabım cehennemin en dibi Kuradan çekmedimki böyle ağır nasibi Âdeta giydirildi dar bir elbise gibi Yaşlılık gençliğimin ölümünü anıyor Ne tercihti ne kader bana biçilen urba Biri adımı yazdı, başka birinde torba Torbada iki harfti, biri elif biri ba Onlar ki bedduama ekmeğini banıyor Şansı biz ekmedikki, başakta bahtı biçek Yeter artık kurusun zakkum ağu lu çiçek Ey makberim yorgunum, bu diyardan beni çek Ayaklarım altında toprak bile yanıyor Asla alışamadan yaşadığım bu hayat Yüzüme bakıp bakıp herkes mutlu sanıyor Zaman genzimde duman damağımda buruk Yaşam samanda ateş usul usul yanıyor |
İçimde öksüz yetim, toy bir çocuk oturur
Şakağımda namlusu eli tetikte durur
Kendisine ihanet ettiğimi sanıyor
Tek kelimeyle muazzâm!
Adam olmak iyi ve güzel birşey de,
adam olmak için heyhât içimizdeki o çocuğa kast-ediyoruz.
''Sen artık sus çocuk! Ben adam olacağım!'' hezeyânıyla.
Gel gör ki, o çocuğu susturunca, vicdânı da duymaz hâle geliyoruz.
Çocuğa yapılan bu sûi-kasttan sonra ancak piyası adamı olunur.
Yâni orta malı!
Geçmiş olsun.
El-Fâtihâ!..