ESKİDENDİ ÇOK ESKİDEN
ESKİDENDİ ÇOK ESKİDEN
Evet dardı, küçücüktü soframız Sıkışırdık etrafında diz dize Aynı kaptan kaşıklardık çorbamızı Herkese yetsin diye Yufkaya dürerdik bulgur pilavını... Çay nedir bilmezdik çocukken Tarhana çorbası evimizin yakışığıydı. Pirinç pilavı misafirden misafire Şereflendirirdi soframızı Fakat yüreğimiz Cihanbeyli yaylası Harran ovası kadar genişti... Evimizden eksik olmazdı Tanrı misafiri... Soframızda kuş sütü, ejder meyvesi Bal, kaymak bulunmazdı belki Fakat Halil İbrahim bizim evden çıkmazdı... Mutluyduk, varsıldık eskiden biz O güzel günler çok ötelerde kaldı... Hasan Özbek |