VURGUN
Yürek darılmış
Suskun kırılmış El yanında bir katre kıymeti yok Kendini avutmak için Şirinlik yapmakta Ele sarılmış Celladına mecnun, Durgun mu durgun, Gönül vurgun!.. Hırçın halleriyle Uyanır her sabah Zifiri alemi dileği kaplar Hücresi karanlık olur Beyhude sevgisi de Usulca dolanır beline kolları Ağaca tutunan sarmaşık olur sarar Rüzgâr esse neye yarar Sevgi oluşmuşsa kafada Vurgun yemişse yürek Akıl yenik düşmüşse hislerine Hücum etse de cümle tepkiler Ödün vermez yeşermiş duygular Deli dalgalar çırpınır duvarları yalar, Ölümsüzdür arzular. Gönül yorgun!.. Bırak gitsin baharı, Tutma dağılmış saçlarından. Azad et rüyalarından, Seneye gelir mi bilmem, Görür müyüm onu da bilemem? Emircan heder olan baharı, Güz gelince sararan ayvayı, narı Unut gitsin yaptığın her ılgarı Doldur saki, sendeki kederi Ver yudumlayayım acıyı, ahı, Dinlet inleyen hüzünlü segahı. Kanat yaralarımı bu gece Ağlayayım sabaha kadar iyice Yalnız olayım bir başıma sessizce Seyredeyim zifiri yüzünü gizlice Prangalar söktüreyim delice, Tutulmuş mah gönlüne arsızca, Şunun şurasında kalmış tek gece. Kader gönüle kırgın, Gönül dargın!.. 25.7.2024 Emir Şıktaş |