DİLENCİ KADINŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şebinkarahisar da kalabalık bir Salı gününde İstiklal Çeşmesi civarında dilencilik yapan yaşlı bir kadının düşkün ve biçare halinden ibret alınarak yazılmıştır.
DİLENCİ KADIN
Kimse koymak istemezdi Kendini onun yerine O da artık dönemezdi Genç kızlık günlerine Kimi sevdi kime vuruldu Çaresiz sonra yoruldu Bir daha gelseydi dünyaya Kesin zengin olurdu Kendiside istemezdi Sokak sokak dilenmeyi Aklından hiç geçirmezdi Yorulsada dinlenmeyi Birikir kuruş kuruş paralar Dilenci kadının elinde Yalvarmalar yakarışlar Ezbere söylenir dilinde Bana da açtı elini Allah rızası için dedi Boş çevirince elini Başka tarafa yöneldi Hayat tarlasına tohum mu ekti Yoksa gözlerine sürmemi çekti Ömrünü yaşarken şu dünyada Dilene dilene ölecekti Teslim ederdi kendini Kaldırım taşlarına Görse kim inanırdı Akan gözyaşlarına Ne gecesi belli ne de gündüzü Çilekeş günlerde yorgundu yüzü Caddeleri dolaşmak kaderiydi Bıkmadan çıkardı yokuşu düzü Toz toprak içinde kalmış her yanı Elindeyse bir kirli mendil Bu mendil başka neye yarar ki Hem para topla hem gözyaşı sil Evlatları da vardır hani Kimisi zengin kimi (ondan da) sefil Görseler de bundan sonra Hangisi olurdu ona kefil ✒Emrah İslam Kurt 1998 Şebinkarahisar |