Günaydın(RUH ADAM’a -Aytolu’ya, Güntülü’ye, Nurkan’a-, evlâtlarım Aykutalp ve Aygüntuğ’a, yeğenlerim İstemihan, Alper, Ayça, Caner, Furkan ve Türkay Turan’a, "hakgeten" değil HAKİKATEN insana ve elbette Adalet Nilgün’e ve sizlere gelsin...) GÜNAYDIN güneşli bir ilkbahar sabahı. ağaçlar rengârenk çiçeklerle bezenmiş serçeler cıvıl cıvıl, daldan dala sekiyor karşı balkonda Nagehan teyze -yine mütebbessim- şarkılarla, saksılara Hercaî Menekşe dikiyor. _günaydın Nizamettin bey! _günaydın ablacığım! Nizamettin bey balkonuna branda çekiyor. yanı başında sevgili eşi (yeryüzünün en kendini beğenmişi) sanırım bazlama yapmış; savan silk(el)iyor! oldu mu ya Müzeyyen hanım? bu güzel ilkbahar sabahına yakıştı mı yaptığınız? zemin katta Halime nine merdivenlere oturmuş elinde yarım asırlık baston kim bilir ne günler görmüş derin derin düşünüyor... bahçede bir çift güvercin -belli ki alışkın- erguvan ağacının altında toprakta eşiniyor! ve komşu pencereden bir nağme yükseliyor "Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?" kaç zamandır hasret kaldığım neş’eyi hissediyorum. üç beş dakikalık da olsa ara veriyorum sevdalarıma unutuyorum demiyorum; fark ettin mi? çünkü "ben seni unutmak için sevmedim..." seni, kalbimin derinliklerine hapsediyorum... derin derin koklayıp bu temiz havayı Tanrı’ya bir kez daha şükrediyor, yaşamı fark ediyorum. günaydın insanlar günaydın kuşlar, nebatlar, böcekler günaydın canlar... sizi çok seviyorum... sizi çok seviyorum!.. ___________Ahmet Turan Altunsu |