4
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
441
Okunma
ah İzmir...
sürç-ü lîsân eylemişim sana dün...
bir bahar bozgunundan seslenmişim.
dokunmuşum işaret parmağımla telvelerine
pınarlarından izinsiz beslenmişim...
nasıl sert eser imbatın içimde bilsen...
özlemeyeceğim, dememiş miydim öldüğün gün?
dün düştü! .. şimdi, özlemeye heveslenmişim...
bir Kordon manzarasına kilitlendim kaldım...
telâşsız sevgililere bakıyorum...
ya dudaklarından dökülmektedir karanfiller
yahut hep ’gül çehreleri’ vardır; bunaldım...
alabildiğine sımsıkı kenetlenmiştir eller.
utanıp, o ellere paha biçilmez özürler bırakıyorum...
biliyorum; barış kazımak gerek kalbime...
tetikte göl yeşili gözlerim.
bir şeyler olmalı, yaratmalı; çıkmalısın kabrinden
olur ya! belki bir mucize izlerim...
bir beyit okurum zamanın kitapsız bir şairinden
uyanır, bunlanırım: ümitlerim lime lime...
heyhat! .. pişman bir gölgedir şimdi ayak izlerim
çaresiz, dönerim sonbahar gençliğime...
ah İzmir! .. ah İzmir! ..
sürç-ü lîsân eylemişim sana dün.
sonbahar’ a kaldın, neyleyim?
nasıl, masum bir güzelliğe bürünürdün...
döküldün dudaklarındaki karanfillerle ayak izlerime bir bir
işte o gün hem öldün hem bir efsaneyi öldürdün...
içim çok acıyor olsa da, demeye varmıyorsa da dilim
elveda İzmir... elveda sevgilim! ..
19 / 02 / 2009 Eryaman / Ankara
5.0
100% (7)