DÜN AKŞAM
DÜN AKŞAM
Güneş guruba doğru veda ederken, Geçmiş dünlere daldım bağda dün akşam. Gafletin çemberinde zaman geçerken, Nefsi sorguya aldım bağda dün akşam. Karşımızda mezarlık, anlamı derin, Sıra sıra kabirler, kadının erin, Bebeğin, çocuğun ve annelerin, Ruhuna dua saldım bağda dün akşam. Büyük küçük hepsinin emeli vardı, Güya sağlam zemini, temeli vardı, Çoğunun güldürmeyen ameli vardı, Hali mizana vurdum bağda dün akşam. Her okunda vebal var eldeki yayın, Bazen önünü keser bir bulut ayın, Eski tadı kalır mı soğuyan çayın? Gönle semaver kurdum bağda dün akşam. Çağıldayan su alır kalbin pasını, Bülbülün sesi siler yürek yasını, Dostlara ikram için çayın hasını, Demlemeye oturdum bağda dün akşam. Gökte iki kırlangıç tele kondular, Hâl diliyle hâlimden sual sordular, Merak ettim ahvâli neye yordular, Rahmeti haktan umdum bağda dün akşam. Yerde bir kaplumbağa derdi yok sandım, Ağır ağır giderken karnı tok sandım, Sırtındaki eviyle, mülkü çok sandım, Aklıma bunu yordum bağda dün akşam. Kurdun, kuşun, insanın rızkıysa derdi, Sabah uçan kuş bile, rızkına erdi, Şöyle dur da bir düşün! Mülkü kim verdi? Kendime bunu sordum bağda dün akşam. Kelebek ömrü gibi, hayat üç beş gün, Bir tırtılın kozası sanki ördüğün, Bir seraptan ibaret bakıp gördüğün, Nefse ferman buyurdum bağda dün akşam. YAŞAR ÖZKAN 22.03.2020 Manisa |