PERİŞANLIĞI ÇARŞAF ÇARŞAF ASTIMsabahlar bir anne sesi ile perdesini açıyor, öyle sımsıcak, öyle fırından yeni çıkmış ekmek gibi, sonra sonuna bir ince belli çay bırakıyor, ben tüm bunlar olurken sinema da patlamış mısır satan o küçücük kız oluyorum, annemin sesi ile kalkıyorum bir çay bardağına ömrümü dolduruyorum, öyle siyah beyaz bir film gibi, hep göz yaşı hep göz yaşı bildiğin çay karası, bir bakıyorum, öğlen, annem çamaşırlar diyor, kirli sepetini ve çarşafları topluyorum, makine çalışıyor ama benim makine eski kafamın içinde çitiliyorum çarşafları, perişanlığı ellerinden öpüyorum, öpmekle kalmıyorum, kaldırıp kaldırıp silkeliyorum, sanki dökülecek gibi, perişanlığı çarşaf çarşaf asıyorum… Sibel Karagöz #sibelkaragözşiirleri #sibel_karagoz |