NEREDEN NEREYE-2
NEREDEN NEREYE-2
Eskiden göğümde çoktu yıldızlar, Her gece altında gezerdi kızlar. Kulaklarda aşkın inci küpesi, Göz kırpardı meşke köyün tepesi. Üstünde dolunay, perilere eş, Kıskanırdı onu, batarken güneş. Tan yeri ışırken kalkardı perde, Secde ederdi aşk, kutlu seherde. Sevginin ışığı göğü bürürdü, Aşıklar el ele, kırda yürürdü. Vadinin ıtırlı yolları vardı, Ruhları kuşatan kolları vardı. Buz gibi akardı köyün çeşmesi, Hastaya şifaydı suyun bestesi. Dallarda rengarenk çiçek açardı, Üstünde yüzlerce arı uçardı. Gündüz kelebekler gezer dururdu, İbadet vecdinde akşam olurdu. Bir sevinç rüzgârı inerdi bağa, Ay altın mührünü vururdu dağa. İyiler kötüye vermezdi aman, Sevgi tünelinde geçerdi zaman. Kundakta bebekler ninni dinlerdi, Tasasız kaygısız güzel günlerdi. Ne vakit kırıldı, kurudu dallar? Ne vakit kovandan dağıldı ballar? Nerede efsunlu vadinin süsü? Nerede ovanın yeşil örtüsü? Yok olmuş ormanda binlerce ağaç, Çıplak kalan toprak örtüye muhtaç. Dağlardan aşağı iniyor nehir, Çevreye taşıyor tonlarca zehir. Acıyla kıvranır balıklar suda, Yakalamış ölüm gölü uykuda. Feraset diz çökmüş, ruhlar kıskaçta, Çiçekler can vermiş karşı yamaçta. Vicdanlar kör olmuş, kulaklar sağır, Mücrimlerin suçu dağlardan ağır. Alçalmış kalpleri bağlamış nasır, Geçen yirmi sene sanki bin asır. Bu kahreden hâli çözebilmek güç, Erken zuhur etmiş Yecüc ve Mecüc. Türkoğlu efkârlı yine bu gece, Ne zaman çözülür bu zor bilmece? YAŞAR ÖZKAN (Türkoğlu) 15.11.2022 Safranbolu |