YUSUF VE KARDEŞLERİ 1 Yakup Ağlamaktan Kör OlmuştuYUSUF VE KARDEŞLERİ 1 YUSUF VE KARDEŞLERİ 1 Yakup ağlamaktan kör olmuştu Yusuf’un ayrılığından Kıtlık yılları başladı Çok yoksulluk çekiyorlardı Kalabalıktı Yakup oğulları Haberi Kenan iline varmıştı Mısır’da bolluk vardı Akın akın gidiyordu insanlar her yerden Mısır’a Cömertti Mısır devleti Orda herkese kadar hububat vardı Yakup oğulları izin istediler babalarından Orda bir kral var dediler Gelen geçene yiyecek vermekte Yusuf’un kardeşleri yola çıktı Koca bir kervan ve 11 oğul vardılar Mısır’a Yakup onlara dedi Her biriniz ayrı bir kapıdan girin Bize izin ver dediler Gidelim Mısır emirine Hububat isteyelim İzin verdi Yakup peygamber Onlar babalarının sözünü tutular Her biri ayrı kapıdan girdi develerin sırtındaki yükleriyle Yunus misali Ülkelerinde ne bulduysa getirmişlerdi Hep birlikte vardılar saraya Yusuf tanıdı onları Tanıdı onları Yusuf izzeti ikram etti ağırladı Konuştu onlarla sohbet etti Ülfet ettiler bayağı Dost oldular sanki kendilerince Bir yerden tanıyoruz biz bu Yusuf’u dediler Sakın bu bizim Yusuf olmasın dediler Hani şu baba bir kardeşimiz Baba bir anne ayrı üveyimiz Hani biz ona düşmanlık etmiş de Kuyuya atmıştık onu Sonra da kana bulayarak gömleğini Parçaladı kurtlar demiştik onu Yusuf da onlara bir oyun yaptı Elindeki çömleğe vurarak Bu çömlek bana ne diyor dedi biliyor musunuz? Bir kardeşiniz varmış sizin Kuyuya atmışsınız onu Bu nereden biliyor dediler Sanki orada yanımızdaymış gibi Dövmüşsünüz onu Vurmuşsunuz ellerine Kuyunun kenarlarına tutunan O narin ellerine Sonra kesmiştiniz ipi tutunup çıkmasın diye Hayret Bu nereden biliyor dediler Sanki orada yanımızdaymış gibi Sonra üç gün boyunca Gelip gidip gelip gidip Kontrol ediyordunuz da ölüp ölmediğini Kolluyordunuz bir kervan geçmesini Üç günün sonunda Murada erdiniz de Kervan göründü ufukta Sattınız onu üç kuruşa Günlerce ağırladı durdu onları Bu minval üzre sohbet etti onlarla söyleşti Vakta ki ayrılık vakti geldi Yusuf dedi Sizin bir kardeşiniz daha yok muydu Onu da getirin bir dahakine Onun için de azık veririm ben bir deve yükü Anlaşılan siz Kalabalık bir ailesiniz Olmaz dediler O babamızın en sevgili oğludur Senin anlattıkların hep doğrudur Biz bu günahı işledik Babamızın gözü kör oldu bu yüzden Yıllarca Yusuf’a ağladı durdu Onun yerine Bünyamin’le Teselli oluyordu Şimdi biz nasıl onu İkna ederiz alıp elinden Bir defa onu biz kandırmışken Bu defa bize inanır mı dersiniz Olmaz asla olamaz Bu imkânsız bir şeyken O halde dedi Yusuf Onu getirmezseniz Size yok bundan sonra, Ne hububat ne bir şey Ben o kardeşinizi merak ediyorken Siz bu konuda bana yardım etmiyorken Bilmiyorum işte Siz ne yapın yapın Babanızı kandırın Biliyorum ve inanıyorum Siz isterseniz bunu da yaparsınız Siz isterseniz bunu da yaparsınız, Daha önce yaptığınız gibi Daha önce yaptığınız gibi Ama isterseniz biraz daha kalın Kanım size çok ısındı Sanki benim kardeşlerimsiniz Bu çömlek bana anlatınca Kendimi koydum o kardeşiniz yerine Babanıza çok acıdım Hem de merak ettim şimdi Babanızın çok sevdiği Sizin çok kıskandığınız öbür kardeşiniz Yusuf’u da kıskanmıştınız hani Kıskanıp kötülük etmiştiniz hani Ben çömleğin yalancısıyım Ben çömleğin yalancısıyım Ahmet KEMAL a |