Gidelim DesemHaydi gidelim desem, Gelir misin benimle? Ayrılabilir misin anandan, babandan? Ayrılabilir misin kardeşlerinden? Yaşlı nineni yatağında naçar Emanet edebilir misin geceye? İki gün önce annesi ölen kuzuyu, Biberonla beslemekten vazgeçebilir misin? Şu gördüğün dağları, taşları, ovaları Bir daha görmemeyi, göze alabilir misin? Şu pınardan soğuk su içmemeye, Şu çağlayan ırmağın sesini duymamaya, Ve Bozatı koşturamamaya katlanabilir misin? Yamaçlardan esen rüzgarın sesini duymadan, Adam boyu yağan karı görmeden, Bahar yağmurlarında alabildiğine ıslanmadan, Davar gütmeden, çayır biçmeden, Komşu kızlara ilişmeden yaşayabilir misin? Tarlardan gelen başak kokusunu, Ormanın çam kokusunu, Annenin taze pişirdiği ekmek kokusunu, Peynir kokusunu, Güleceksin belki, tezek kokusunu, Şehrin Fabrika dumanlarıyla değişebilir misin? Bir de bunların üstüne hasret gelince, Bunca yükü taşıyabilir misin? “Tamam kabülüm, Senin olduğun yer benim yurdum, Ben orada da mutlu olurum, Haydi al götür beni” desen, İnan götürmem, götüremem; Yüreğim el vermez.. Bunca güzelliklerden seni mahrum edemem. Bu zulmü sana reva göremem… Unutmaki güzelim, Bülbülün gerçekten mutlu olduğu tek yer Kendi vatanıdır, kendi yuvasıdır. Seni vatanından mahrum etmeye hakkım yok. Yüreğim sevginle dolup taşsa bile. Lakin seni boynu bükük, Gözü yaşlı, Gönlü yaslı bırakamam. Senin için, kendim için, bizim için, Terkediyorum şehrin görültüsünü, Fabrika dumanlarını, Akıl almaz kalabalığını. Burda senin yanında kalmak, Huzurlu olmak, Seninle yaşamak, Seninle yaşlanmak istiyorum.. Evlenir misin benim ile? yusuf akkaya |