knidos’un afrodit’idatça rüzgârı alabildiğine hırpalıyor ahşap panjurları dilek tutmayı bırakanları uyandırmakmış niyeti ağ örüyor balıkçılar balık kokan ellerinde kedilerin gözleri zeytin dökmüş diyorlar yaşlı zeytin ağacı ya ne olacaktı bağ bozumları düzenliyor kadim şarap tanrıları bir gün mutlaka barıştıracaklarmış insanla doğayı elinde elbisesi badem ağaçlarının altında fısıldayıp duruyor knidos’un afrodit’i: dünyayı birbirini vuranlar değil birbirini bulanlar değiştirecek bir ağustos böceğinden öğrenin artık size ait olana var gücünüzle seslenmeyi hulyaperest (ikitemmuz2024) |