Ölebilirim
Ölebilirim
Ölebilirim her an, Sessizce ve bilmeden. Kanadı olmayan bir kuş gibiyim şimdi. Yalnız yapayalnız. Ne çok sevdim, çok özledim. Başımda sessizliğinin çığlıkları ve sen sadece sen. Ölebilirim bilemeyiz. Ölebiliriz, ve bir bu son olmaz nasılsa. Öyleyse de gel dokunsun ellerimiz ay ışığına ve parlayalım. Kağıttan yaptığımız uçakları hatırla, Ve özgürlüğüne kavuşan kuşları kafesinden... Şimdi bizim için bırak gökyüzüne, hayellerimizi. Ve işte bir tanesi, Takılmış bir kuşun kanadına. Rüzgarın perisi ve göğe aşık kuşlar, Anlarlar aşık kalbimizi. Hadi gel sarılalım, Bir iyilik yapmalıyız birbirimize. Ve uçabiliriz böylece. Kanatların olabilirim, yada gökyüzün... Gel meydan okuyalım zamana. Birlikte yaşayalım. Ağustos’u bekleyelim meselâ, Ve ıhlamur koksun şehrimiz. Ölebilirim bilemeyiz. Ölebiliriz ve sonrasını söyleme... Bir bahçemiz olur ve elma ağaçları, Bolluk getiren çiçek arıları, Ağaçların tepesinde sallanır vişneler. Ellerimiz Şeftali kokar. Güneş doğmadan uyanırız. Sadece senin sesin duyulur ve gülümseriz. Bırak bu kalabalıkları ve kargaşa her yanımız. Bir telaş bir kaygı ve sınırsız beklentiler. Aldırma gel, Ölebilirim ve sesimi yitirirsin. Ve bir bahçen olsa da bir gün, Güllere ve yapraklara, ıhlamura ve toprağa dahi, Beni sorarsın... Ölebilirim... |