NEMRUDU ZARFLARA KATMAKBen böyle zarflar istemedim ki postacı.Neden getirdin.İçinde yürek olmayan,içinde sevda olmayan,içine gül yaprakları sıkıştırılmayan zarfları neden getirdin.Açtığım zaman dudaklarının kokusu olurdu mektup zarflarında.Kapağının iç kısmına yazılmış notları arardı gözlerim.İçinde dağlarım olurdu.İçinde gökyüzüm.İçinde denizlerim…Muş ovasından haber getir bana postacı.Murat nehrinden.Bir serhat şehrinden.Hani kağıt bulamaz ,sigara paketlerinin sırtına yazardı ya,hani yazdığını beğenmez ,yazdığını bozardı ya,hani her mektubun altında bir yüreğin resmini çizerdi ya, o ellerden haber getir bana postacı.Bana karın çok yağdığından,bana üşüdüğünden yazardı.Şubatı şikayet ederdi bana.Vuslatı bahara saklardı.Yalnızlığını çarpardı satırlarına.Özlemlerini işlerdi gergef gergef.Nemrut dağı kadar sevdiğini söylerdi bana.Bana Nemruttan haber getir postacı.Bana Nemruttan ses,bana bir nefes getir postacı. Dedim ya bana yüreksiz mektupları getirme.Bana içinde nemrut olmayan,bana içinde umut olmayan mektupları taşıma.Penceremin bir kenarında ellerimi çeneme dayamış seni bekliyorum.Sırtına yüklendiğin zarf değil bilesin.Can suyum.Ekmeğim.Emeğim.Sırtına yüklediğin düşlerimdir.Yüreğimdir.Sırtına yüklediğin çocukluğumdur.Sırtına yüklediğin,tanrıdan dileğimdir Ellerini bulurdum beyaz bir zarfın içinde onun.Kelimelerin arasında kaybolurdum..Ellerinin titreyerek yazdığını söylerdi satırlar.Yazarken üşüdüğünü.Hatta çayından bir damla düşürdüğünü.Bir alt satıra kayarken gözlerim ,kıyamazdı inemezdi.Okunmamış mektubun okunmamış satırı her şeye bedeldi,bunu sevmeyen, bunu beklemeyen bilemezdi. Uzun zamandır yazmıyor postacı.Yandığından şüphe ediyorum şehrindeki postanenin.Ellerinin kırıldığından belki.Üç kez yazmıştım seni seviyorum diye.Dördüncüsünü yazmayışıma darıldığından belki.Nemrud dağını zarfların içine tıka tıka yorulduğundan belki. Ama bana böyle mektuplar getirme.Dudaklarını değdirerek yapıştırsın söyle de.Gül bulamıyorsa papatya koysun.Nemrudu yollamasın.Bırak Nemrud dağlığına doysun. Bana mektuplar getir ne olur.İçinde sevdiğim olsun.İçinde gençliğim olsun.Rüzgarlar olsun içinde.Saçlarımızı savursun. Çorba gibi sıcak,su gibi aziz,ekmek gibi olsun ama.Belki de serin akşamlarda üzerime çektiğim kırk yama.Bana bir mektup getir postacı.Ayın şavkı gibi vursun dünyama. |