Bizim aşk masalımız
Tozlu tahta masa başında!
Kırık sandaliye de oturmuş Hoş sohbet... Sonra merak... İki tane demli çay... Yanında tüttürülecek siğara... Bir masal gibi anlatıldı... Yazıldı çizildi! Eski, tozlu o, tahta masanın üzerine... Konulan çaydanlık! Ağzına kadar dolu, demli iki bardak çay! Ardından derin derin içe çekilen siğara... Ve efkarla burundan verilen dumanlar... Meraklı bakışlar! Sonra, anlatılan... Bir varmış, bir yokmuş! Bir görüşte birbirine aşık olmuş... İlk bakışta, kalpten, yürekten vurulmuş! İki sevgili... Bu arada lal olmuş! Gözleri ile birbirlerinin kalbine aşk yolu yapmış! Huzuru bu birliktelikte bulmuş! Kalpten kalbe sevgi köprüsü kurmuş! Kısa, acıklı ve sevgi dolu, bir masaldı bu... Bu masalın kahramanı, topu topu iki kişi... Seven ben! Ve sevilen o! Ora da sevenler için yazılan şiirler... Çalınan şarkılar... Eşlik edilen melodiler... Bazen acı veren karşılıksız aşklar! Daha önce, birbirine iki yabancı olan! Sonra birbirlerine gönülden bağlanan sevgililer... Aşklarını bir müddet bakışları ile ifade eden! Sarılarak sevdaların pekıştiren! Sonra birden esen rüzgarlar... Dinçer Dayı |