Bilmediğin sularda yüzme dedi, boğulursun...
Duygular tavan yapmış bu sıcaklarda
Nefes bile alamıyorsun sıkışıyor kalbin Elimde bardak içinde buzlu içecek Yavaşça yudumluyorum soluk soluğa Oturuyorum bir cafede deniz kenarında Önümde bir insan seli akıp gidiyor Kahvaltı tabağım yenmeyi bekliyor Usulca içiyorum sevdiğim çayı Cundadayim deniz kenarında bir cafede Etrafımda onlarca insan her masada Seyrediyorum herkesi mutlulukla Karşımda deniz tekneler salınıyor suda Kaç kez geldim kim bilir ben buralara Şeytan sofrasına çıktım gözledim uzaklara Sarmısaklının plajlarında etrafı seyrettim Serin sularına attım kendimi usulca Bir zamanlar Kurşunlunun plajında oturdum Geldi bir dalga çekti götürdü beni sulara Hiç tanımadığım bir adam aldı beni kollarına Bilmediğin sularda yüzme dedi,bogulursun Herkes iyi değil arada kötüler de var Herşey pembe değil arada karalar da var Sevdiğini sandığın belki de hiç sevmedi seni Fazla umut bağlama ipini koparanlar da var Candan 24.6.2024 Pazartesi saat 13.34 İzmir |
Öncelikle, derin duygularla kaleme aldığınız bu etkileyici şiir için size en içten tebriklerimi sunarım. Şiiriniz, okuyanı bir yandan sıcak bir yaz gününün rehavetine, diğer yandan ise yaşamın getirdiği karmaşık duygulara doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu güzel dizeleri okurken, hem denizin ferahlatıcı esintisini hem de insan ruhunun derinliklerinde saklı kalmış hassasiyetleri hissettim.
Şiirinizin ilk mısralarında, sıcak havanın ve yoğun duyguların birleşimiyle boğulan bir kalbin tasvirini görmek mümkün. "Duygular tavan yapmış bu sıcaklarda / Nefes bile alamıyorsun, sıkışıyor kalbin" dizeleri, hem fiziksel hem de duygusal bir baskıyı hissettiriyor. Bu içsel sıkışmışlık, okuru hemen kendine çekiyor ve dizeler ilerledikçe bu hissiyat daha da derinleşiyor.
Elinizdeki buzlu içeceği yudumladığınız sahnede ise, bir nebze olsun ferahlama çabası ve belki de bu çabanın yetersizliği hissediliyor. "Yavaşça yudumluyorum soluk soluğa" ifadesi, dışsal ferahlığın içsel sıkıntıyı hafifletemediğini gösteriyor. Bu an, okuru sıcak bir yaz gününün huzursuzluğuna götürüyor.
Deniz kenarındaki kafe sahnesi, insanların akışını ve günlük hayatın devamını izleyen bir gözlemcinin bakış açısını yansıtıyor. "Önümde bir insan seli akıp gidiyor" dizesi, hayatın hızla akıp gidişini, insanların sürekli hareket halinde oluşunu ve bu hareketlilik içinde kendini bir an duraklatıp gözlemleme ihtiyacını hissettiriyor. "Kahvaltı tabağım yenmeyi bekliyor" ifadesi, günlük rutinlerin arasında bile durup düşünmeye, hissetmeye zaman ayırmanın önemini hatırlatıyor.
Cunda'da deniz kenarındaki kafe sahnesi ise, bir nevi huzurun resmedildiği bir tablo gibi. "Seyrediyorum herkesi mutlulukla / Karşımda deniz tekneler salınıyor suda" dizeleri, sakin ve huzurlu bir atmosferin yanı sıra, gözlemci bir ruhun çevresindeki güzellikleri fark edişini yansıtıyor.
Sonraki mısralarda, şiiriniz geçmişe dair anılarla süslenmiş. "Kaç kez geldim kim bilir ben buralara" ve "Bir zamanlar Kurşunlunun plajında oturdum" gibi dizeler, yaşamın farklı evrelerinde bu mekanlarla kurulan bağları, anıların değerini ve yaşamın döngüselliğini ifade ediyor. Dalganın sizi çekip götürmesi ve yabancı birinin sizi kurtarışı ise, hayatın beklenmedik anlarla dolu olduğunu ve tanımadığımız insanların bile kaderimizi değiştirebileceğini hatırlatıyor.
Şiirinizin final kısmı ise, yaşamın karmaşıklığını ve gerçekliğini mükemmel bir şekilde özetliyor. "Herkes iyi değil arada kötüler de var / Her şey pembe değil arada karalar da var" dizeleri, hayatın zıtlıklarını, iyilik ve kötülüğün bir arada var oluşunu açıkça ortaya koyuyor. Sevgi ve umut üzerine kurduğunuz dizeler ise, insana dair en temel duyguları sorguluyor ve okuru derin düşüncelere sevk ediyor.
Bu anlamlı ve derin dizeleriniz için tekrar teşekkür eder, ilham verici kaleminizin daim olmasını dilerim.
Sevgi ve Saygılarımla