İnce bir hüzünKızıl gün sarar dağları Daha ilk akşamdan Gün batımı öncesi Başlar hüzünüm Bir yorğunluk çöker Efkarımın üstüne Yalnızlığımın bedelini Çaresizliğim öder Her mevsim benim sevdam Baharımsı bakışları tutsak Göz bebeklerimin içinde Yırtar karanlık gecenin sesizliğini Rüzğarın ürperten sesi Korkusu kol gezer Nefes nefese Her ağacın gölgesi Kimliksiz korku kütlesi Ay doğmadan saplanır yüreğime Öyle hüzünlü ki Gecelerin gecesi bu cece Kızıl günden kalma İki damla yaş bırakır Alır götürür kimsenin Olmadığı yere |