İstanbul GibiyimŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dünkü İstanbul gezimizden artakalan
Köhne sokaklarında kaybolur cismim, Bir gölge misali yiter sessizliğim. Şarkılara fısıldar, gamlı nağmeler, Sürükler beni meçhul, aşk-ı hüzünler. Saraylarda ki yankı, çığrışır zalim. Cihana da sığmayan derin ahvalim. Efsunuyla düşlerde, mavi sevdalar, Her köşede hatıra, ah bir zamanlar. Hicranı derinlerde, sevda-i eski, Bahtiyar zamanlardı, hepsi hayali. Dilimde ki suskunluk, gözümde nemler Kimselere duyurmaz, ruhumda demler Leyl-i hicabındayken, yanar kandiller, Zulmetinle beraber, akar gamlı ter. Süzülen tuz -yaşlarda, umutlar mahpus, Kus içindeki kini ey İstanbul, kus Rüzgar ile savrulur, ruhumda hicran Bu hasret, ve bu vuslat, hayal-i canan. Ruhum sarar sarmalar, binbir efkârla, Aşikar da eyledi, yalnızlık kârla. Beyaz örtüsünde ki, karlar düşerken, Gecenin ortasında , daha çok erken. Bir vapurun misali, hüzne yelken aç, Derinlerde kaybolur, kaçar isen kaç Gamlı sabahlarında, bir taze hüzün, Ey İstanbul içimde, elemli bir gün. Geçmiş mazi izinde, eski zamanlar, Şimdi hepsi sandıkta, vah neye yarar? Sokaklardaki yankı, kül rengi sisler Her bir köşede başka, kederli hisler. Eyüp’te hep dualar, Fener’de aşk var, Her adımda hatıra, binbir telaşlar. Gecelere dökülen, yıldız misali, Sessiz sessiz akar da, andız misali. İstanbul, aynı mahzun kalbim gibisin, Sonsuz deryalarında,yitik dibisin. Ruhumda ki izlerin, silinmez baki, Her bir köşede ayyaş,her köşe saki. İstanbul’um sensin de , benliğimde nur, Mahzun gönlümde bir kor, yanar hep durur |