Nasırlı Bilmece
Her geliş bir gidişe bıraktı hatrını
Dağları aştı da düzlüğe gebe oldu Yolcular yuva ekti İhtişamın eteğinden ömrüne Dev aynalarında kırıldı Arzı endamın boyu Düş görümlüğü ,ayın altın yüzü Takıldı ömrüne,sonda başlayan sendesi Cennet,perdenin ardındaki kurgu Sensiz bir kafeste hayat Bedesten baharlarında satılan. Tezgahlâr hep sahte saadet Neşe,altın sandıkta,keder altın sandığın ziyafet Beni bilen,seni bulur,sana susar hezimet Ağzı süt kokan darağacında Sallanır ruhuna müteakip aklım Kalemin ateşi damlar kağıda Yakar mürekkebi ilk hecesinden savururum Söz gümüşse serde,sükut ağır başlı katil Sayfa sayfa yazdırır ,asar solumun başkentine Her şeyi yalnız ve kimsesiz severdi hüsn-ü kalbiyle. Yer ile gök arasında. Yok olacak bir gün, sevdiği, her zerre.. Karanlık bir dost ilişir,uzak diyarlardan sözüne Bir avuçta selan okur, kendi infazından yüzüme. Ödün vermeden yazgısı özüme Sürçmezdi hecemin nesrine Teşbihler katar oldu sıralandı ruhuna O bilmece nasırlandı ,sırlı kalemimle |