HACZEN SATILIK BEDEN
"HACZEN SATILIK BEDEN" adlı oyundan.
-Anlat bakalım evlat. -Eyvallah be usta. Mevzu her ne kadar derin olsa da, izin verirsen önce kendimden başlamak isterim. Kendini bilmeyen, başkasında kendini nasıl görür ki? -Ben senin dışını bilirim evlat. İçindeki seni anlat bana. -Uzun bir süre önceydi, Aşka güneşin söndüğü günler! İkinci dünya aşk savaşı sonrası ağır yaralı, başka bir coğrafyaya sürgün yemiştim! Vefadan yoksunlara inat, kirlenmesin diye kaderim, kendi göbeğimi kendim kesmiş, kendi kefenimi kendim biçmiştim! Bedbin yüreklerden uzak bu coğrafyada, kendimce bir saltanat kurup, nasılsa bekleyenim yok diye, ölüme bile rest çekmiştim! Oldukça sevecen yanımla, başı okşanmaya muhtaç bir öksüz gibi, kimseler avutmayınca öksüzlüğümü, mecburen aşka yetimliğimi evlat edinmiştim! Öksüz dediysem, bakmayın siz öksüz ve yetimliğime benim. Her ne kadar yetim olsam da, sair zamanlarda başım omzuma düşse bile aldırmam! Cephede sancaktar gibi yüreğim dik durur ve yine de aşka yürürüm! Demem o ki, ben hep saf yanımdan vurulmuşum usta! Anlayacağın, vefasızın, vurdumduymazın, meğer aşka ahrazın kurbanı olmuşum! Efkan ÖTGÜN |