AMAN SAKIN!
Ayrılık kapıyı çalınca...
Sakın açma... Sonra, yağmurlu bir havada... Issız bir sokakta bulursun kendini... Üşüten bir acıdır bu anlamsız ayrılık! Yüreğin üşür, atmaz olur... Dudakların tir tir titrer hırsından... Betin benzin atar.. Solar yüzün.. yok olur içinde yaşama sevincin... Sesin kısılır... Ellerin titrer... Gözlerin dolar... Yüreğinde ne varsa... Tek tek yaş olup akar gözlerinden... Dünyanın yıkıldığını zannedersin... İçinin üşüdüğünü, canının çekildiğini hissedersin... Ama, aslında hayattaki yaşama sevincin ölmektesindir... Yanibuna ayrılık sendurumu derler… Belki her ayrılık, her yolculuk içteki yangınların başladığı yerdir... Ama vakti olmaz... Aşkların, ayrılıkların ve anıların... Belkide o an, Ayrılık, zaman değil! Yol değil! Ayrılık, aramızda belkide bir köprü… Kıldan ince, kılıçtan keskin duygu... Nasıl da soğuk ayrılığın güneşi... Yaralı bir çınar olan gövdemin dallarını içten incinince... sevgi ağacımın dalları kırınca.. İçimdeki acı, buzdan bir alçıyla tutuyor beni... Ah, insan nasıl çıldırmaz! Nasıl bir çaresizlik! Nasıl bir umutsuzluk sarmış her yanı... Dinçer Dayı |