Filistin’e DuaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kendimi bildim bileli Filistin’de olaysız bir günün geçtiğini duymadım. İsrail sürekli müslüman kardeşlerimize zulmediyor. Bizlerse ekranlardan seyrediyoruz…
Belki fert olarak elimizden bir şey gelmez. Devlet idarecilerimizin bu noktada bazı tedbirler alması icap eder, fakat en azından ellerimizi semaya her açışımızda dünyanın neresinde olursa olsun, zulüm göremekte olan kardeşlerimiz için dualar edebiliriz. Bu şiir hem oradaki kardeşlerimizin durumunu anlatmak hem de onlara dua etmek maksadıyla yazılmıştır... Dualarda buluşmak dileğiyle...
Ey Yaha’yı (a.s) kurbanlık koç gibi kesenler!
Ey Zekariya’yı (a.s) kör testereyle biçenler! Ey Musa’nın (a.s) Tur-i Sina’dan dönmesini beklemeyip, Harun’un (a.s) sözünü dinlemeyip, puta tapanlar! Siz ki her fırsatta içinizdeki küfrü kustunuz, Siz ki Haktan kopup, şerre daldınız, Siz ki, Tevrat’ı tahrif ettiniz, Siz ki,yeryüzünü kendinize ait sandınız, Siz ki, tüm insanlığı küçük gördünüz, Siz ki, kana doymadınız, doymuyorsunuz… Unutmayın, unutmayın ki “Eceli gelen it, Cami duvarına bevledermiş” Atın bakalım atın, topunuzu, gürlenizi, Fırlatın bütün füzelerinizi, Taş üstünde taş, Omuz üstünde baş bırakmayın, Gücünüz yeterse, Topyekün bir halkı şehit edin, Lakin şunu da hatırlayın ey koca kafirler! Hani bir zamanlar Yemen’de bir vali vardı, Ebrehe isimli koca kafir, bildiniz mi? Hani büyükçe bir fil ordusu hazırlatmıştı ya, Hani Kabe’yi yıkmak için yola çıkmış, Geçtiği her yeri yağmalamış, Hayvan sürülerini toplatmıştı ya, En nihayetinde Kabe’yi görmüştü de kafir, Zafer kazanmış ahmak edasında sırıtmıştı ya, Tam o sırada Abdülmüttalip çıkagelmiş, Kaşlarını çatarak: “Ey Ebrehe! Ey Koca kafir! Ey Allah’ın düşmanı! Duydum ki develerime el koymuşsun, Onları istemeye geldim” demişti de, Bed yüzlü, şeytan sözlü, Ebrehe sırıtarak: “Ne yani, sen şimdi yalvarmaya gelmedin mi? Ne olur Kabe’yi yıkmayın, diye, aman dilemeyecek misin? Sadece develerini mi istiyorsun?” Sorularına, Abdülmüttalip şu tarihi vecizeyle cevap vemişti ya: “Ben develerin sahibiyim, develerimi istiyorum, Kabe’nin sahibi Allahtır (c.c) , O, Kabe’sini korur!” Sonra giderek Kabe’nin örtüsüne sarılmış, ağlamış, ağlamış Ve “Ya Rabbi! Bu Beyt’in sahibi sensin, Elbette Beyt’ini muhafaza edersin, Şayet yıkmalarına müsaade edersen, Bunda da bir hikmet vardır derim, sabrederim” Diye iltica ederek, dağın ardına yürümüştü ya… İşte tam o sırada Ebrehe saldırıya geçmişti ki, Allah (c.c) Gayb Ordularından Ebabil Kuşları’nı, Pençelerinde ve gagalarında Topraktan pişirilmiş taşlar olduğu halde göndermişti de Ebrehe’nin ordusunu yenilmiş ekin yaprağına çevirmişti ya… * Evet hatırladınız değil mi? Kim bilir, belkide korkudan titremeye başladınız? Zira gün gelecek, ardına saklandığınız taşlar, Arkasında gizlendiğiniz ağaçlar, dile gelecek: “Arkamızda bir yahudi var, Gelin öldürün diyecek” diye Haber veriyor Hz.Muhammed (s.a.v) . * Ey Bizi yoktan var eden Allah’ım (c.c) ! Sen ki kalplerden geçenleri bilensin, Sen ki her halimizi görensin, Ey Ulu Rabb’im (c.c) ! Görüyorsun ki, O, peygamber katilleri, O kirli ellerini, senin mü’min kullarına uzattılar, Atıyorlar, Vuruyorlar, Yıkıyorlar, Çoluk-çocuk demeden, Yaşlı-genç demeden, Kadın-erkek demeden, Asker-sivil demeden, Şehit ediyorlar... Öyle azdılarki Allah’ım (c.c), Senin Beyt’inin (Kabe) şubeleri olan Camileri de bir bir yıkıyorlar… Ey Ulu Rabb’im (c.c) ! Sen ki, Ebrehe kafirine Beyt’ini yıktırmadın, Bu kafirlere de onun şubelerini yıktırma! O gün, Mekke halkını korduğun gibi, Bugün de Filistin halkını koru Allah’ım (c.c) ! * O yıkık camilerde ezan okuyanlar hürmetine, Kelime-i Şehadetler getirerek Ruhlarını teslim edenler hürmetine, Öksüz, yetim kalan sabiler hürmetine, Bağrı yanık, gözü yaşlı analar hürmetine, Cephede can veren babalar hürmetine, Taşla, sapanla, sopayla cihada koşan Yiğit gençlerin hürmetine, Dünyanın her yerinde ellerini semaya açmış Dua eden mü’min, mü’minelerin hürmetine, Ehl-i naz olan seçkin kulların hürmetine, Habibin Muhammed Mustafa (s.a.v) hürmetine, O zalimleri, Sana havale ettik, Bildiğin gibi yap yâ Rabbi (c.c) ! Onlara Celal sıfatınla muamele et Allah’ım(c.c) ! O zalimerin zulmünden, mazlum kullarını kurtar Allah’ım(c.c) ! O zalimlerin üzerine, gayb ordularından bir ordu göndererek, Ebrehe’nin ordusunu helak ettiğin gibi, Onları da helak eyle Allah’ım (c.c) ! yusuf akkaya |