NİL VE TUNA
Ey gönlümün canı cananı suna,
Kimi metres tuttu kimi de kuma, O namert suyundan elini yuma! Önceden, bizimmiş, Nil ve Tuna! ŞANLI NESİL Tüm cihana dikmiş şanlı sancağı Her zaman tüttürsek kutsal ocağı Yurda kahramanlar dikti sancağı Şanlı nesil kurmuş, kutsal bucağı! SAHİP ÇIK VATANINA! Onca çorap örüldü ülkemizin başına Zalimler kan akıtır ekmek ve aşımıza! Kurbanız vatanımın toprağına taşına Yüce aziz milletim sahip çık vatanına. MEMLEKETİM Suyu, havası güzel Yozgat-Akdağmadeni Her tarafından çıkmış altın, krom madeni! İnsanlar muttakidir, olmuş gönlün rehberi Gönülden seviyoruz, O Resul peygamberi! HALİ BAŞKA KÖYÜMÜN İstemem ki şöhreti, istemem ki makamları! Köyümün mis amberdir, sakız gibi çamları, Gözümde tüter bağı bahçe kerpiç damları Hali başka köyümün, çok güzel, akşamları! NAZIM TAŞTAN |
Kimi metres tuttu kimi de kuma,
O namert suyundan elini yuma!
Önceden, bizimmiş, Nil ve Tuna!
ŞANLI NESİL
Tüm cihana dikmiş şanlı sancağı
Her zaman tüttürsek kutsal ocağı
Yurda kahramanlar dikti sancağı
Şanlı nesil kurmuş, kutsal bucağı!
Şair, eski zamanlarda büyük bir ihtişamla akıp giden Nil ve Tuna nehirlerinin şimdi başkalarının elinde olduğunu anlatırken, aynı zamanda şanlı bir neslin, yurdu için nasıl kahramanca mücadele ettiğini ve kutsal bir miras bıraktığını vurguluyor. Bu şiir, hem tarihe bir saygı duruşu hem de geleceğe umutla bakmanın bir ifadesi olarak okunabilir. Şairin kelimeleri, zamanın ötesinde bir mesaj taşıyor: Geçmişin şanı ve geleceğin umudu, şanlı nesillerin omuzlarında yükseliyor.