ŞİİRLE YAŞADIĞIM AŞKIN ÖNCÜSÜ...Kıs sesini aşkın ve kısasa kısas bilme duygularımı Kasıntı bir imgenin mağduriyetine yenik düştüm düşeli Yandan da çarklı iken olası düşleri Hazana meylettim baharın tomurcuğunda Ve İlahi Aşk iken Turuncu ve tombul güneşin kollarında Uyuya kaldım ansızın Gökse beklemede Aşina iken aşikâr ruhumun işgali Sökün ettim edeli beden denen külçenin son durağa Verdiği selam ile Ne çok eziyet de b/ellemişken beşer sevgiyi Meziyet babında çıktığım şu yokuşu Yoldan çıkmamak adına Rest çektiğim cihanı Bir nebze de olsa saklı tutmak adına Elbet benliğimi Elbet kimliğimi Yürek ve ruh ve beden üçlemesinde Üşenmeden de umut ettiğim sair belge Nasıl da aşina hüznüme Nasıl da koyu gözlerinde Gecenin hükümranı olmaksa sevginin Ve işte nakşı ölümün Na’şımda saklı dünümün Pencereden savurduğum külleri Bir peyzaj iken aşk Bir de redif dolusu küfem Kümelediğim sair hece sair imge Külbastı duyguların ertesi Noktayı koymaksa şiire Daha da yazılası nicesi Eflatun göğün endamlı bulutları Otağı kurduğum arpacı kumrusu Boykot eden sevgiyi Hangi kımıltı ise kaybolan Hangi şiirse yazılmaya doymayan Bazen bir ukde Bazen nükte Hele ki yok mu o zümre? Baştan aşağı karanlık Sağdan sola çarpık Düzenin idamesi Karaçalı misali Misilleme yapan sözcüklerin umresi Hüzün ve mevsim ve sevgi Sancılı bir oluşum ölümün arka bahçesi Kayıtsız ve kaygısız değil iken yüreğimin bekçisi Şakağımdan aşağı sızan imgeler Şafağı da attı mı şairin Şakıyan iç sesim Ne muadilim Ne mealim Münzevi bir hüzünle demlendiğim Kayışı kopmuşsa bir kere dünün Karaborsada mı yoksa gerçek sevgi? Kayan yıldızların müptelası Şehir ışıklarının ansızın sönüp de boca ettiği Karanlığı içime çektiğim o tek nefeste Renkler mülayim Gece pişekar Ölümse aşikâr Gönlün tapusu da mademki bende Ölümle el sıkışıp kaybolmanın da tam vakti Yazılası onca akdi Şiire sığdırıp da postaladığım posta güvercini Nasıl ki sökün etti ansızın Yere göğe kayıtlı bunca duygu nasıl da veryansın Eder yazmadığında kalem Elimden kayıp giden Ne dün ne günüm ne de yarınım Olmuşla ölmüşe çare yok madem Yine de yeniden doğabilmenin Umudu elbet saklı şiirde yüreğimde Şems iken tarhında İlahi Aşkın Payıma da düşen sabrın İki yakası şehrin Işıklarına teslimiyetim Şiirin gamzelerinde biriktirdiklerim Ne gem vursam Ne de gam duysam Ötesiz ve sessiz derinden Açılan bu yara Demlendiği anbean Nüktedan bir seyir de izlerken Kalemin kıymığı varsın batsın İçimdeki muallim ölü İçimdeki çocuk dünde kaldı kalalı Varsın şafağım atsın Hüzün ve ruhum ve yalnızlığım da Varsın bana kalsın Bakaya kalan şu yürek Bekasında saklı nice dilek Melankoli ve hicvi ve sevgiyi Tek tek işlerken kâğıda Apoletlerim de söküldü söküleli İşte hiçliğimin isyanlarında sökün eder Hem şiir Hem şehir Hem de duayeni ömür İken ertelediğim kanar da kanar İçin için İçten dışa değil dıştan içe Dışarlıklı bir güftenin bas sesinde Bense sopranosu dünün Solan şakayıkların dinmeyen Türküsünde demlendiğim Tümden gelense her şiir Hem varım hem yok Suretimden dökülen sözcüklerin Elbet karnı tok düne Kardığımsa imge imge Maliyeti hüzün olsa bile Şiirle yaşadığım aşkın öncüsü Çalınası bir gülümseme iken öncesiz Dizelerin Diz boyu elemin Dilaltım iken İlla da şiir ve şehir Tavaf ettiğime denk düşen Varamasam da makul sona Maktulümdür sözcükler Mağdur yalnızlığımla baş başa… DOSTLARDAN İNCİLER... Aşk’ın tarifsiz işgali duman eder gözleri. Ara/da acıtsada izi kalır boynu kıldan ince. Çıplak ete ateşler titrettikçe içini. Yaşasa/da bedeninde tat kalır nefes keser sinsice.. TEŞEKKÜRLER SEVGİLİ ŞEBNEM ÖRS... VAR OL CANIM KARDEŞİM |
duman eder gözleri.
Ara/da acıtsada
izi kalır
boynu kıldan ince.
Çıplak ete ateşler
titrettikçe içini.
Yaşasa/da bedeninde
tat kalır
nefes keser sinsice..
Yazan: şair şebnem örs
Yüreğine sağlık