MAKBER-İ ŞÜHEDA ( ŞEHİTLER MEZARLIĞI)
Evleri boyasız, sevdaları yarım kalan;
Ayrı kalmış; anadan,babadan,evlattan, Eşden geçti, zevkten geçti; önce vatan, Bir karış toprak uğruna şehit olan. şehitlerimizin kanı, mübarek oldu gökte; Kabir güllendi, defin olunduğunuz yerde, Nice bayrak çekildi, şehit için kalplerde, Nice fedalar yaşandı yüreğin derininde. Ey vatan uğruna, can feda eden yiğitlerim! Delindi arş, niyetleri pak cengaverlerim. Allah katında mükâfaat sizi bekler sizi; Din uğruna can veren, can alan erenleri. Bunca şehidin ahı kalır mı sizde sandınız? Bu canların kanını, önce yaşarken akıttınız, Binlerce şehidi yok hükmünde saydınız, Bekleyin ahiret’i, azaba hazırlanınız. Hep fakirin çocuğu can veren ama neden? Şehit yok, yoksa nasip değil mi zenginden? Uydurmayın; paragöz, para’ya tapan, O paralar boğacak sizi, tasviri yılandan. Bir ev perişan içinde, kapıda şehit haberi; Nasıl titremez elin kolun; komutan, haberci, ucuz mu, rahat yaşa diyen kahraman kanı? Ne çabuk unuttunuz fedakârlığa, vefa’yı? Açıl gökyüzü açıl, cennet Gülleri gelir; Onlar, şehit suyu ile yıkanmış can verir! Görünmez aramızda yaşayan gök aslanları; Rahmeti bol, gülüşü bol cennet mertleri. Onlar ki gözü kara, gönlü pek korkmaz can; Birileri rahat yaşasın diye dağlarda dayanan, Kıymet bilemedik bir zevk uğruna, unuttuk; Bir şehidi kalpte yaşatamayıp uyuttuk, Yazıklar olsun rahat olup şehidi unutana. |